TRT 1’in yaz sezonunda ekrana getireceği, uzun yıllar sonra yurtdışında çekilen en iddialı yapımlardan biri olan “Balkan Ninnisi”, samimi, içten, neşeli öyküsüyle olduğu kadar usta oyuncu kadrosuyla da dikkat çekecek.

 

Yıllar önce yayınlanan “Elveda Rumeli” dizisinden sonra Üsküp’e gelen ve buradaki halkın ilgi odağı olan ünlü sanatçı Erdal Özyağcılar,  dizide ‘Köfteci Süleyman’ karakterini canlandıracak.

 

Erdal Özyağcılar’ın, başrolleri Özlem Türkad,  Emre Bey ve Merih Öztürk’le paylaştığı dizinin yapımcılığını Yalçın Arı ve Uğur Uzunok, yönetmenliğini Doğan Ümit Karaca ve Volkan Kapkın üstleniyor.

 

Makedonya’nın başkenti Üsküp’te geçen imkansız bir aşk hikayesini ve aynı konakta yaşamaya başlayan farklı milletlerden iki ailenin başlarından geçen komik olayları anlatan “Balkan Ninnisi”nin TRT 1 ekranlarına geldiğinde çok sevileceğine inandığını belirten Özyağcılar, yeni projesiyle soruları cevaplandırdı.

 

“Balkan Ninnisi, yurtdışında çekilen dördüncü dizim…”

“Balkan Ninnisi, yurtdışında çekilen kaçıncı diziniz? Teklif yapıldığında neler hissettiniz?”

“Ben uzun yıllar önce Türkiye’de çekilip yurtdışında oynanan ilk dizide de oynadım. ‘Yabancı Damat’ın bazı çekimlerini Atina’da yapmıştık. Ardından 12 yıl sonra ‘Elveda Rumeli’yi Makedonya’da Bitola’da çektik. Ayrıca yine kısa süreli dizi olan ‘İki Yaka Bir İsmail’de rol aldım. Onun da bir kısmı Midilli’de bir kısmı Ayvalık’ta çekilmişti.  ‘Balkan Ninnisi’ dördüncü dizim oluyor. Şu anda Üsküp’teyiz. Bana bu dizide oynama teklifi yapıldığında çok heyecanlandım. Burada Makedonya’da çekilen ‘Elveda Rumeli’ dizisinin bir heyecanı vardı. Hikayeyi de çok sıcak buldum. TRT’yle de daha önce çalışmışlığım var. Ta ‘Bizimkiler’ dizisinden bu yana çok eskiden beri TRT’ye destek veriyoruz. Bunların hepsi örtüşünce ve rolü de sevince ‘Balkan Ninnisi’ ailesine katıldım ve Üsküp’teyim. İnşallah seyirci de dizimizi beğenir ve uzun yıllar izleyiciyle buluşur…”

“Balkan Ninnisi’nde Köfteci Süleyman’ı canlandırıyorsunuz. Daha önce köfteci rolünü canlandırmış mıydınız?”

“Gülse Birsel’in ‘Aile Arasında’ filminde  ‘Kebapçı Haşmet’i canlandırmıştım. O meşhur Adana kebaplarını pişiriyordum. Köfteci rolünü hiç canlandırmadım. İlk kez ‘Balkan Ninnisi’nde oynayacağım.”

“Balkan Ninnisi’nin izleyicilerin gözdesi olacağına inanıyorum…”

“Balkan Ninnisi de Elveda Rumeli gibi ilgi görecek mi sizce? Hikaye ve oyuncular çok iyi, mekanlar Üsküp’te ve çok güzel…”

“Makedonya’da daha önce çektiğimiz ‘Elvada Rumeli’ çok büyük reytingler almıştı. Biz orada Balkanlar’da yaşayan Türklerin hatıra defterlerini açtık. Hatta bazıları gözü yaşlı izliyordu bizim diziyi. Bazıları da konu bizi ilgilendirmiyor, ‘O sahneleri, o görüntüleri görünce gözlerimiz doluyor’ diyorlardı. Sıcacık bir hikayeydi,  3 yıl devam etti dizi. Şimdi çekimini yaptığımız ‘Balkan Ninnisi’nin de çok sıcak bir öyküsü var. Orada ‘Sütçü Ramiz’i oynuyordum. Burada da ‘Köfteci Süleyman’ı canlandırıyorum. Çok başarılı hikaye yazmış senarist arkadaşlarımız,  ellerine, yüreklerine sağlık. Çok iyi bir kastımız var. O bakımdan çok umutluyum. Ben her zaman söylüyorum dizi filmlerde en önemli olan senaryodur. Balkan Ninnisi’nin senaryosu da çok güzel, çok samimi, sevileceğine ve izleyicilerin gözdesi olacağına inanıyorum…”

“Balkan Ninnisi”nde daha önce birlikte bir yapımda birlikte oynadığınız arkadaşlarınız var mı? Çekimler nasıl gidiyor? Ana çekim mekanlarınız Konak ve Köfteci dükkanızı nasıl buldunuz?”

Daha önce birlikte oynadığımız arkadaşlarımız Suzan Akbelge ve Erman Saban var. Dizimizin ana mekanı konak çok güzel. Sanat ekibimiz çok güzel yapmış. Köfteci dükkanımız da çok güzel. Türk çarşısı harika. Doğan kardeşimiz yönetmenimizle ‘Elveda Rumeli’de birlikte çalışmıştık. Bu projede de beraberiz… Çekimlerimiz çok güzel gidiyor… “

“600 yıllık Osmanlı şehri Üsküp’te yıkılan bir camiyi yeniden yapmak hayalini kuran Süleyman, babası ve ailesiyle birlikte bu hayalini gerçekleştirmek istiyor başarılı olabilecek mi?”

“Cami yapmak babamın Zübeyir ağanın hayali. Cami bir depremde yıkılmış. Babam onun maketini yapıyor. Torunu Ertan’ın mimar olacağını zannettiğinden camiyi onun yapacağını hayal ediyor.  Ancak Ertan’ın mimar olmadığı radyo, televizyon eğitimi aldığı ortaya çıkıyor. Cami olayının şöyle bir özelliği var Üsküp’te.  Makedonlar her yüksek yere bir haç konduruyorlar... Bizimkiler de hem ibadet için hem de simge olarak cami yapmak istiyor. Özellikle Arnavutlar çok tutucu. Arnavutlarla Türkler çok iyi anlaşıyor. Cami yapımı, ailenin bir hayali… Dizideki insan hikayeleri özellikle çok ilgi çekecek. Onların hayalleri, umutları, birbirlerine karşı sevgi ve saygıları… “

Özge Ve Jale arasındaki gerilim artıyor… Özge Ve Jale arasındaki gerilim artıyor…

 “Üsküp’ün en sevdiğim yerleri Türk çarşısı ve taş köprü…”

“Balkan Ninnisi” çekimleri için Üsküp’e gittiğinizde büyük ilgiyle karşılandınız. Siz Makedonya’da en çok hangi bölgeleri, şehirleri seviyorsunuz? Üsküp’ün en beğendiğiniz yerleri nereler?”

“Elveda Rumeli çekimlerinin yapıldığı Bitola benim favori şehrim. Üsküp de çok güzel, çok değişmiş. Sonradan yapılan bu heykeller hariç. Bunlar sanki 200 sene önce yapılmış gibi duruyor ama birkaç sene önce yapılmış. Üsküp’ün en çok sevdiğim yeri Türk Çarşısı ve Taş Köprü. Üsküp ayrıca çok yeşil bir yer. Havası güzel. Biraz sıcak. Kışın da soğuk olacak. Ohrid de çok güzel bir yer. Makedonya’nın güneyi, Antalya’sı, Marmaris’i, Bodrum’u gibi bir yer...”

Dizi için uzun zaman Üsküp’te kalacaksınız. Aileniz de Üsküp’e geldi mi? Siz repo günlerinde İstanbul’a gidip gelecek misiniz?”

Tabii Türkiye’ye sürekli gidip geleceğim. Güzin de Üsküp’e gelecek. Kızım ve oğlum, hatta torunum da gelecek. Sevdiğim bazı arkadaşlarım da gelecek ziyarete. Repolarda ben de gideceğim. İstanbul uçakla 1 saat 15 dakika sürüyor. Yazın Küçükkuyu Assos’a, kışın da İstanbul’a gidip geleceğim…”

“Çalışmak, çalışmak, çalışmak…”

“Üsküp’te dizi çekimleri dışında vaktinizi nasıl değerlendiriyorsunuz? Rumeli mutfağı ile aranız nasıl? “

“Temmuz ayında çekeceğim bir film var. Yapımcımız biliyor. Gidip geleceğim. Proje tasarımını yaptığım birkaç işim vardı. İki film projesi vardı. İkisini de bitirdim onları getirdim. Bir -iki senedir Kösem’e taktım. Kösem Sultan’ın hikayesi… Hatta yurtdışına satmayı düşünüyorum.  Eğer güzel bir şey çıkarsa. 26 bölümlük çok güzel bir dönem dizisi olacak. Onun notlarını getirdim. Otel odam çok rahat. Güzel bir çalışma masam var. Geniş bir salonum var. Boş zamanlarımız derken bir gün sonra çekilecek sahneler üzerine dizimize çalışıyorum. Onları kaba ezber yapmak istemem. Kelimelerin dışında ezber yapmak isterim. Önerilerim varsa Doğan’la paylaşırım. Sağolsun o da değerlendirir. İşte benim günlerim böyle çalışmakla geçiyor. Çalışmak, çalışmak, çalışmak…”

“Sosyal medyayı yakından takip ediyor musunuz?  Sık paylaşım yapar mısınız? Hangi sosyal medya mecralarını kullanmayı tercih ediyorsunuz?”

“Evet instagramı çok seviyorum. Çok güzel şeyler paylaşıyorum. Özellikle İstanbul’dan. Burada da çekimler yapıyorum. Türk çarşısından bazı yerler paylaştım. Terzisi, yorgancısı, köftecisi… İlginç meslekler ve dikkat çekecek kareler…  Benim Twitter’ım ve Facebook’um yok. Eğer görürseniz o fake hesaptır. Ben sadece  Instagram kullanıyorum. “

“Siz birçok dizide, filmde, tiyatro oyununda rol aldınız. Birçok karakteri canlandırdınız. Yüzlerce anınız vardır bu işlerden.. Onları yazmayı, hayatınızı kaleme almayı ya da yazdırmayı düşünüyor musunuz?”

Anılar oldukça birikti. Konservatuvar öncesinden de birçok anım var. Tiyatroya merakım, tiyatroyla ilk buluşmam, Bursalı olduğum için İstanbul’dan gelen tiyatrolardan biletler alarak  her oyunu seyretmem…  Ailemin de tiyatroya karşı bir sevgi vardı. Halamlar, eniştem, babam falan buradan araba tutulur. Darülbedayi’ye tiyatroya giderlerdi. Bana da oyun broşürleri alır getirirlerdi. Ta o zamandan beri çok anı birikti. Anılarımı yazmak istiyorum. Onları saklıyorum. Tiyatrodaki duruşumu, kendime göre oyunculuk nedir, tiyatro dünyasındaki insanların neler yapması gerekir. Profesyonellik nedir? Kendime göre, Erdal Özyağcılar’ın deneyimlerinden çıkanları yazmak istiyorum. Şu anda bu konuda bir yola çıkmış değilim. Start vermiş değilim şu anda. Ancak özellikle gençlere deneyimlerimi aktarmak istiyorum. Şu anda vaktim yok ama ilerde inşallah olacak…”

 

“İnsanları başta sağlık olmak üzere, maddi, manevi ve duygusal olarak olumsuz etkileyen bir pandemi yaşadık. Siz bu süreci nasıl geçirdiniz? Çalıştınız mı? Neler yaptınız?”

“Pandem sürecini korkuyla geçirdik. Hiçbir şey düşünemiyorduk. Ailece Küçükkuyu’daki evimize giderek oraya kapandık. Bu dönem stres ve korkuyla geçti. Özellikle 65 yaş üstü için tehlike de fazla olduğundan genelde dışarı çıkmadık. Ben bol bol yürüyüş yaptım orada. Deniz kenarında.  Bünyemi sağlam tutmaya çalıştım. O korkulu anlar geçtikten sonra kızım Zeynep’in  bazı projeleri vardı. Ona destek çıktık. Zeynep kısa film çekti.  Zeynep ve Güzin’le birlikte birşeyler yazdık. Melih Cevdet Anday’ın bir oyunu üzerinde çalışıyordum. ‘Yasak Elma’ dizisinden sevgili Fatih Aksoy’dan bir teklif geldi. Bir sezon oynadım. Gene işlere devam ettim.  Çok güzel bir yarışma programı formatı yaptım. Türkiye’ye getiren bir firma var. Yerli bir firma. Şimdi onu bekliyoruz. Demosu çekildi. Bakalım hangi kanal talip olacak? Pandemi bize bunları getirdi.

 

“Genelde ne tür dizi ve filmler izlersiniz? Balkan müziklerini, türküleri sever misiniz? Dizinin müzikleri de çok iddialı ve güzel olacak. Bu konudaki fikirlerinizi alabilir miyiz?” 

“Ben gerek sinemeda, gerek dizilerde, gerekse tiyatroda hiçbir ayrım yapmam her oyunu her filmi, diziyi seyrederim. Yeter ki  insanı anlatsın bana yeter ki bir merak uyandırsın. İçimde o diziyi, filmi ya da oyunu seyrederken yüreğim kalksın. Onlarla özdeşleşeyim. Öte yandan Balkan müziklerini çok severim. Benim kulağıma çok yakın geliyor. Bizim insanımızın hem yüreğine hem kulağına iyi gelen bir müzik. Elveda Rumeli’nin müziklerini Kemal Sahir Güler ve arkadaşları yapmıştı. Çok güzeldi. İnşallah ‘Balkan Ninnisi’nin müzikleri de güzel olacak. Dizimizin müziklerini Alper Atakan yapıyor. Başarılı olacağına inanıyorum…” 
Editör: TE Bilisim