Hayvanlar ve insanlar... Hangisinin daha zararlı olduğu konusu bir yana, insanların, hayvanlara ve doğaya verdikleri zararın hayvanlardan daha fazla olduğu örneklerle sabit bir gerçek. Dahası bu örneklerin çoğunda bilinçsizlik, kötülük ve cehalet hakim. Nasıl ki, ‘Bir milletin büyüklüğü ve ahIaki gelişimi, hayvanlara olan davranış biçimi iIe değerlendirilir’ demiş Mahatma Gandhi.
 
Anlayacağınız insanın insana bile isteye zarar vermekten çekinmediği yaşam gerçeğinde hayvanların payına da bolca kötülük düşmekte. İşte vizyonda yerini alan ‘Çıldırmış Ayı/Cocaine Bear’ filmindeki tablo da insan köötülüğünün doğada kendi halinde yaşayan hayvanlara yansıması!
 
‘‘İnsanların çıldırttığı ‘AYI’’ olarak yorumlayabileceğimiz bu absürt komedi, gerçek bir hikayeye dayanan içeriğiyle sıradan bir film olmanın ötesine geçme özelliğinde. Buyurun bakalım...
 
 
 
‘ÇILDIRMIŞ AYI’NIN UYUŞTURUCU MESAJI
 
Uyuşturucu, zararlı maddelere bağımlılık... İnsanların felaketine sebep olan zaaflardan! ‘Bağımlılıklardan uzak durun. Her çeşit bağımlılık, ruhsal kölelik getirir. Kimseye ve hiçbir şeye köle olmayın’ demiş hatip-yazar Grigory Petrov. Gel gör ki, aklı yerine zaaflarına yenik düşme cehaletindekiler için böylesi sözlerin etkili olamayacağı aşikar. Bu gerçeği bilen çıkar odaklarının insanları uyuşturucu gibi zararlı alışkanlıklara yönlendirip kazanç kapısına çevirmeleri de kaçınılmaz haliyle.
 
Nitekim gerçek hikayeden kurgulanarak Elizabeth Banks’in başarılı yönetmenliğinde beyazperdeye taşınan ve gösterildiği ülkelerde ilgiyle karşılanan ‘Çıldırmış Ayı/Cocaine Bear’ filmi de böylesi çıkar gruplarının sebep olduğu felaketi absürd bir dille işlemekte. Bu noktada filmin yorumuna geçmeden önce gerçek hikayeye kısaca değinmek isterim.
 
 
 
Bu gerçek hikayede her şey 1985 yılında Amerika’da düşen bir uçağın pilotu olduğu anlaşılan eski polis memuru Andrew Thornton’ın paraşütünün açılmaması sonucu yanına aldığı yüklüce uyuşturucuyla birlikte ölmesi sonucu başlamış. Müfettişler aylar süren araştırma sonucu çevreye saçılmış uyuşturucuları bulmuşlar. Ancak buldukları bir şey daha varmış ki o da, otopsi sonucu kanında kokain tespit edilen ölü bir ayıymış.
Kısaca özetlediğimiz bu yaşanmışlığın ardından ‘Çıldırmış Ayı/Cocaine Bear’ filmine geçecek olursak...
 
Kara mizah türüne denk düşen yapım, ayıların insanlara yaklaşımına dair söylemle açılışını yapıp kara ayıların nadiren insanlara saldırdığını vurgulamanın ardından uçaktan çantalar dolusu uyuşturucuyu atan bir çılgının ölümcül görüntüsünü sunuyor bizlere. Düğün muhabbetiyle doğa yürüyüşü yapan bir çiftin kafasını ağaçlara vuran çıldırmış ayıyla karşılaşması da kokain kafasının sebep olduğu kanlı felaket zincirinin başlangıcı oluyor.
 
 
 
Gerilim filmi olmak üzere yola çıkıp içeriğindeki vahşi kıyımı mizahi söylemlerle yumuşatarak eğlenceli bir kıvama bürünen ‘Çıldırmış Ayı’nın içerik özetinden de görüleceği üzere filmin ana hedefi, vahşetten ziyade gerçeklere dayanan mesajcı bir iş olmak gibi duruyor. Bunun için de uyuşturucunun beyne etkilerini ‘AYI’ üstünden sergileme yolu seçilmiş.
 
Pek çok uyarıcı mesaja bünyesinde yer vererek özellikle gençleri hedeflediğini ortaya koyan yapımda, kokainin yarattığı bağımlılık ve tahribatla kırmızı çanta peşinde koşturup her bulduğu uyuşturucu paketini lüpleyen ve ayıların ağaca tırmanabileceğini gösteren ayının kan dökücü tablosuyla sıkça vurgalanmakta.
 
 
 
Okul çocuklarının meraktan veya arkadaşlara uyum dürtüsüyle uyuşturucu kullanmasının yanlışlığını dillendirirken ‘Anne babalar yaptığınızı anlar’ tarzında caydırıcı uyarıda da bulunan senaryoda ayrıca sigaranın zararları da unutulmamış. İnsanı öldüreceği gerçeği tekrarlanırken orman yangınlarına sebep olacağı da hatırlatılmakta.
 
Çocukların anne sözü dinlemediklerinde başlarına bela geleceğini, şelale resmi çekme hevesiyle okuldan kaçan kız ve arkadaşının ayı deneyimiyle anlatan yapımda gençlerin ailedeki mutsuzluk-huzursuzluk ortamından dolayı evden kaçma olaylarının arttığı mesajı verilmekte. Gençlik çetelerinin toplum için tehlike olduğunu absürd sahnelerle veren senaryo, ‘pop art serserileri’ söylemiyle hedefine aldığı gençlerin gasp ve uyuşturucu fırsatçılığını şiddetle harmanlarken de oldukça başarılı.
Görev yapmaktan aciz korucu, müfettiş ve mafya işbirlikçisi polis memuruyla güvenlik sistemini eleştiren ‘Çıldırmış Ayı’da bir diğer mesajcılık ‘hayvan-insan ilişkileri’ üstüne. Yalnız insanların hayvanların dostluğuna duydukları ihtiyacı mizahi bir üslupla aktaran içerik, vahşi doğanın insanların duyarsızlığıyla darbe almasını da kokain kafasındaki ayı ailesiyle resmetmekte.
 
 
 
Tüm bunların dışında ilham aldığı gerçek olayın aksine kan dökmeyi tercih eden ve başrolünü ‘AYI’ya veren filmin mantığına bakarsak...
 
Yönetmenin ciddi bir konuyu eğlence odaklı aktarma mantığıyla yolunu bulan yapım, kafa kol kopararak oradan oraya koşturan ve uyuşturucu bağımlılığını durmak bilmeden sürdüren kara ayının nasıl olup da hayatta kaldığı sorusunu akla düşürse dahi karakterlerin tavırlarındaki şapşallıkların doğallığı sayesinde cevap arayışınız çok da uzun sürmüyor.
 
 
 
Tornuna bakmak zorunda olan azılı uyuşturucu mafya lideri... Duygularının içinde kaybolan oğlu... Yeni ayakkabısının ve tişörtünün derdine düşen mafya üyesi... Ayı tehlikesi orta yerde dururken çıtır çerez lüpleyen çocuk... Sağlık görevlileri... Ve diğerleri. Hepsi de absürtlüğün dibine vuran karikatür tipler olarak ‘Çıldırmış Ayı’nın görevini layıkıyla yerine getirmesini sağlıyorlar.
 
 
 
NETİCEDE; İstisnasız her oyuncunun rolünün hakkını tam anlamıyla vermesi sayesinde elini güçlendiren... Açılıştan itibaren sergilenen mizahi anlatımla akışını keyifli hale getirip seyirciyi kendine bağlayan... Ve uyuşturucunun zararlarına kokaine bulanmış ayının yaptıkları sayesinde absürd yorum getiren bir film ‘Çıldırmış Ayı’. Önüne çıkanı halleden ayıyı ölümsüz kılması da sürekli hissettirilen ‘hayvan ve yaban hayatı koruma’ fikrine saygı niteliğinde.
 
Anibal GÜLEROĞLU
www.twitter.com/guleranibal