Özellikle internetin yaygınlaşmasıyla birlikte günümüzde çocuk istismarları çok sık yaşanır oldu. Central Hospital’dan Uzm. Psikolog Aycan Bulut, hayatımızın en değerli varlıkları çocuklarımızı korumak için uyarıyor: “Çocuklara ve gençlere, istismarlardan korunmaları için, sağlık, cinsellik, bireysel sınırları ve güvenlikleri hakkında bilgi ve beceriler kazandırılmalıdır.”

  

Çocuklarımızı Pedofilik Bireylerden Nasıl Koruyabiliriz?

 

Pedophile, Pais (çocuk) ve philia (sevgi, arkadaşlık) kelimelerinin birleşmesiyle oluşmuş, çocuk sevgisi anlamına gelen Yunanca kökenli (paidophlia) bir sözcüktür. Kelimenin köken anlamının da işaret ettiği gibi pedofili, bir tür çocuk sevgisi olmakla birlikte bu sevgi normal bir çocuk sevgisi değildir. Bu eğilimdeki kişiler, çocuklara karşı cinsel ve duygusal yönelime sahiptir. Türkçede pedofili sübyancılık olarak kullanılmaktadır.

 

Cinsel istismar, çocuk tacizi veya pedofili kavramlarının, eş anlamlarda kullanılması, konuya geniş bir anlam kazandırıyor. Üç davranışta da çocuklara yönelik cinsel anlamda yakınlaşmanın ve ilginin söz konusu olduğunu belirten Uzm. Psk. Aycan Bulut ekliyor: “Pedofili, yetişkinin cinsel tatmin amacı ile çocukları cinsel içerikli kullanmaya eğilimli ve istekli olmasıdır. Bu tip kişiler aynı ya da karşı cinsteki çocukları cinsel olarak çekici bulmakta ve çocuklara cinsel olarak ilgi duymaktadır. Çocuk tacizi, cinsel istismar veya ensest, pedofilinin yetişkinlikteki davranışsal sonuçlarıdır. Yetişkin davranışlarının pedofili olarak tanımlanması için davranışların cinsel içerikli olması gerekir.”

 

Pedofilik kişiler 16 yaşından büyük

Pedofilik bir kimse, ergenlik dönemi öncesi çocuklarla ilgili cinsel fantazileri olan, onlara karşı cinsel uyarılar gösteren ve cinsel dürtülerine göre davranan biridir. Bu gibi özellikler gösteren birine pedofil denmesi için, 16 yaşından büyük ve çocukla arasında en az 5 yaş fark olması gerekmektedir.

 

Pedofiliyi toplum için sorun yapan, çocuklar için tehlikeli olması ve bu gibi kimselerin toplum içinde göze batmadan dolaşabilmeleri olduğunu söyleyen Uzm. Psk. Bulut önemli bir konuya dikkat çekiyor: “Pedofili ciddi bir toplumsal sorun, fakat toplumdaki sıklığını tahmin etmek zor. Çünkü ilgili kurumlara başvuran pedofillerin sayısının çok az olması bu konuda araştırma yapmayı zorlaştırıyor. Bununla birlikte dünyada çocuk pornografisi ve çocuk fuhuşuna olan ilginin fazla olması göz önüne alındığında  pedofilinin sayısının oldukça yüksek olduğunu tahmin ediyoruz.”

 

Anne-babalar neler yapmalı?

Cinsel istismar ile ilgili araştırmalar daha çok cinsel istismarı önleme ve çocukların istismardan korunmaları gerektiğini ortaya çıkarmıştır. Uzm. Psk. Aycan Bulut ekliyor, çocukların cinsel istismara maruz kaldıklarında neler yapmaları gerektiğini şu şekilde sıralıyor: “Cinsel istismarı önleme çalışmaları, çocuklara, ailelere ve meslek mensuplarına yönelik olmalıdır. Çocuğun, istismarın nasıl bir şey olduğunu bilmesi ve böyle bir durum yaşadığında en kısa sürede bir yakınına veya güvendiği birine yaşadıklarını anlatmasının önemli bir istismar önleme koşulu olduğu öğretilmelidir. Çünkü istismarın süresi ile çocukların istismardan etkilenme süreleri birbirine bağlıdır”.

 

Uzm. Psk. Bulut, çocuğun kendisine yapılan cinsel amaçlı bir davranışı anlayabilmesi için bilgilendirme yapılması gerektiğini ifade ediyor ve ebeveynleri uyarıyor: “Çocuklara, cinsel istismarla karşılaştıkları zaman, bu tür davranışlara karşı HAYIR diyebilmeleri ve yüksek sesle tepki vermeleri, rahatsız oldukları kişilerden ve ortamlardan uzaklaşmaları gerektiği öğretilmeli. Özellikle istismarcı bireylerin, başkalarına anlatmamaları konusunda kendilerini tehdit ettikleri takdirde güvendikleri birilerine yaşanan olayı anlatmaları gerekli. Her ne koşulda olursa olsun ailenin çocuğun yanında olduğunu hissettirmesi ve kendisine yönelik olumsuz her durumda ailenin anlayış göstereceği ve çocuğu koruyacağı anlatılmalı. Olumlu bir kendilik değerine sahip olma, çocukların istismara karşı durmalarında ve istismarı yakınlarına korkmadan ve çekinmeden anlatmalarında önemli bir koşuldur. Unutulmamalıdır ki, olumlu benlik değeri de, olumlu aile ortamı sayesinde oluşur.”

 

Editör: TE Bilisim