3. İSTANBUL TASARIM BİENALİ KÜRATÖRLERİ  BİENALE İNGİLTERE’DEN KATILACAK İSİMLERİ AÇIKLADI

 

İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) tarafından, ENKA Vakfı ve VitrA eş sponsorluğunda düzenlenen 3. İstanbul Tasarım Bienali, 22 Ekim-4 Aralık tarihlerinde gerçekleştirilecek. “BİZ İNSAN MIYIZ? : TÜRÜMÜZÜN TASARIMI: 2 saniye, 2 gün, 2 yıl, 200 yıl, 200.000 yıl” başlığıyla, Beatriz Colomina ve Mark Wigley küratörlüğünde yapılacak bienal sergileri Galata Özel Rum İlköğretim Okulu, DEPO, Bomonti Alt ve Studio-X’te yer alacak.

Küratörler Beatriz Colomina ve Mark Wigley, 13 Mayıs’ta İngiltere’nin en önemli mimarlık okullarından Architectural Association’da düzenledikleri “BİZ İNSAN MIYIZ? – TASARIMDAN SONRA TASARIM” başlıklı sempozyumda 3. İstanbul Tasarım Bienali teması üzerine konuştu.

Beatriz Colomina ve Mark Wigley sempozyumda, “Her şeyin tasarlandığı bir devirde yaşıyoruz: Büyük bir özenle şekillendirdiğimiz kişisel görünümümüz ve dijital kimliğimiz, bizi çevreleyen kişisel cihazlar, yeni maddeler, ara yüzler, ağlar, sistemler, altyapılar, veriler, kimyasallar, organizmalar ve genetik kodların hepsi tasarlanıyor. Hatta gezegenimiz bile jeolojik bir katman hâline gelmiş tasarımla tamamen örtülmüş vaziyette. Tasarım dünyasının artık bir dışı yok. Tasarım, dünya hâline geldi. 19. yüzyılın ortalarında İngiltere’de üretilen ‘iyi tasarım’ kavramı artık yeterli değildir. Bu zamanla yok olmuş bir anesteziktir. Kaçınılmaz olan soru ‘tasarımdan sonra tasarım nedir?’” dedi.

Küratörler sempozyumda ayrıca, 3. İstanbul Tasarım Bienali’ne İngiltere’den katılacak bazı isimleri açıkladı. Bu isimler arasında Revital Cohen ve Tuur Van Balen, Tacita Dean, Lesley Lokko, Marshmallow Laser Feast, Lucy McRae, Territorial Agency (John Palmesino ve Ann-Sofie Ronnskog), Jussi Parikka, Madelon Vriesendorp, Mathew Hale ve Eyal Weizman bulunuyor.

 

Katılımcılar Hakkında

 

Londra merkezli Revital Cohen ve Tuur Van Balen’in çalışmaları, malzeme ve üretimin geniş anlamlarıyla ilgileniyor. Bienalde, insanın elektroniğe olan bağımlılığından beslenerek küresel dağıtıma sokulan kaynakları ve ifadesini biyomedikal mühendislikte bulan, makineleri taklit eden organizma ve anatomiler yapma arzusunu ele alacaklar.

İngiltere’de doğan, Berlin’de yaşayan ve çalışan Tacita Dean, film başta olmak üzere birçok farklı medya ile çalışan bir sanatçı. Sanatçı bienale “İnsan Hazinesi” fikrini araştıran bir film ile katkıda bulunacak. Japon hükümeti tarafından geleneksel sanatlarda kendi zanaat ya da gösteri becerisinde en yüksek noktaya ulaşmış olarak sınıflandırılan, kelimenin tam anlamıyla “Önemli Manevi Kültürel Özellikler”e sahip kişiler “İnsan Hazinesi” olarak nitelendiriliyor.

Ganalı İskoç yazar ve mimar Lesley Lokko’nun projesi, Johannesburg Üniversitesi Mimarlık Yüksek Lisans Okulu'ndan öğretmenler ve öğrencilerin işbirliğiyle dünya mirası sayılan İnsanlığın Beşiği (Cradle of Humankind, Johannesburg’un yaklaşık 50 km kuzeybatısında yer alan, ilk insanlara ait dünyanın en zengin yerleşim yeri) ve dünyanın en eski göktaşı krateri Vredefort Dome’u göz önüne alarak “yer” ve “köken” kavramlarını inceliyor.

Marshmallow Laser Feast, foto-reel sanal gerçeklikten, robotik performans ve gerçek zamanlı haritalamaya, yaratıcı disiplinlerin zenginliğini kullanan Londra merkezli bir tasarım stüdyosu. Analog, FBFX ve Duologue müzik grubunun işbirliğiyle, yeni fotoğrafik işlemlerden fotogrametrinin kullanıldığı, ölümlülük üzerine yapılan üç boyutlu bir çalışmayla bienalde yer alacaklar.

Yönetmen ve bilimkurgu sanatçısı olan Lucy McRae, beden, sağlık ve insan uyumluluğunun sınırlarını derinlemesine inceleyerek kendini “Beden Mimarı” olarak tanımlar. McRae sağlık, tıp ve insan vücudu konusunu bilimkurgu açısından ele alan bir film ile bienale katılacak.

Sürdürülebilir bölgesel dönüşümleri yenilikçi bir şekilde inceleyen bağımsız bir kuruluş olan Territorial Agency (John Palmesino ve Ann-Sofi Ronnskog), bienalde Kanada ve Akdeniz gibi petrol endüstrisinin küresel ağı tarafından kırılgan ve savunmasız hâle getirilmiş, tartışmaya açık bölgeleri inceleyecek. Petrol Müzesi projesi, petrolü toprağın altında tutmak gibi radikal bir karar vermek için gereken kesin delilleri sağlayan bilgi, nesne ve verileri bir araya getiriyor. Bunun sonucunda da insanın fosil yakıtına olan bağımlılığıyla yeniden şekillenmiş geniş bölgelerin tasarımını çok ayrıntılı biçimde tasvir eden olağanüstü bir haritalama sistemi ortaya çıkıyor.

Yazar ve medya kuramcısı ve Southampton Üniversitesi, Winchester Sanat Okulu’nda teknolojik kültür ve estetik alanında dersler veren Jussi Parikka, Ayhan Ayteş’le birlikte, 9. yüzyılın erken zamanlarından, 13. yüzyıla kadar süren Arap-İslam Rönesansı döneminde tasarlanmış ve inşa edilmiş otomatları bir sergi yerleştirmesinde ele alıyor.

Hollanda doğumlu, Londra merkezli sanatçı Madelon Vriesendorp, insan biçimindeki mimari resimlerden oluşan ufuk açıcı serisi, Pop’a olan derin ilgisi, kötü zevki, gerçeküstücü yanı ve küçük figürler ile ıvır-zıvırlardan oluşan geniş koleksiyonundan yararlanan yerleştirmeleriyle tanınıyor. Bienale insanlık fikrinin küçük nesnelerin evsel galaksileriyle ilişkisini irdeleyen bir işle katılıyor.

Ağırlıklı olarak kolaj, projeksiyon, heykel ve sergi yerleştirmeleri üzerine çalışan İngiltere doğumlu, Berlin merkezli sanatçı Mathew Hale, bienal için yaptığı çalışmada şöhret, ev hayatı, maddesellik ve ölüm gibi kavramları keşfetmek için Marilyn Monroe’nun evine odaklanıyor.

Londra Goldsmiths Üniversitesi’nde Mimarlık Araştırmaları Merkezi’nin direktörü olan ve Görsel Kültürler alanında dersler veren mimar Eyal Weizman, bienal için hazırladığı “Adli Mimarlık” (Forensic Architecture) projesinde, fotoğrafçı ve film yapımcısı Armin Linke ve mimar ve şehir plancısı Paolo Tavares’in işbirliğiyle Endonezya’da terk edilmiş orangutan yuvalarının “arkeolojisini” araştırıyor.

 

Editör: TE Bilisim