Dördüncü Boyut Akademi'nin İK çalışanları ve yöneticilerle yaptığı mobing araştırmasına göre, kurumların yüzde 42’sinde ‘Etik Yönetmelik’ yüzde 83'ünde, mobing ile ilgili hiçbir yasal hazırlık yok. Mobing araştırma sonuçları, yöneticilerin, “Bizde öyle şey yok ve olamaz” diyerek, devekuşu misali, mobingi görmezden geldiğini gösteriyor.


16 Nisan 2014/ İSTANBUL - Mobing konusunda farkındalık yaratmak amacıyla Türkiye'de kapsamlı mobing araştırmaları yürüten Dördüncü Boyut Akademi'nin yaptığı yeni araştırmanın sonucu, şirketlerin mobingi hafife aldığını gösteriyor.

FMV Işık Üniversitesi'nin evsahipliğinde dün gerçekleşen Forum Mobing 2014'te araştırmanın sonuçlarını açıklayan Dördüncü Boyut Akademi Kurucusu Çağlar Çabuk, 2012 yılında yapılan ilk araştırma ile kıyaslandığında, 2 yıl içinde şirketlerin mobinge hazırlık konusunda yol almadığını söyledi. Yöneticiler ve insan kaynakları profesyonelleri arasında yapılan ve 315 kişinin katıldığı araştırma, kurumların yüzde 42'sinin 'etik yönetmeliği'nin, yüzde 82'sinin mobing önleyici prosedür ve mekanizmalarının olmadığını ortaya koydu. Bilişim, otomotiv, eğitim, finans, sağlık, ilaç gibi pek çok sektörden katılımcıların yanıt verdiği ankette ayrıca, kurumların yüzde 83'ünde mobing eğitiminin hiç yapılmadığı, yüzde 82'sinde çalışan ilişkilerini düzenleyen departman, yüzde 87'sinde çalışan şikayet hattı olmadığı da görüldü.


'Çalışan ilişkileri bölümü' oluşturulmalı

Sonuçları değerlendiren Çabuk, çalışma huzurunu yok ederek işyerine zarar veren mobingin engellenebilmesi için, gereken adımların hızla ve özenle atılması gerektiğine dikkat çekti. Çabuk ayrıca, “Mobing olaylarının daha başlangıçta fark edilerek gerekli tedbirlerin alınabilmesi için, işletmelerde insan kaynakları departmanlarının altında ayrı bir Çalışan İlişkileri Bölümü”nün oluşturulması gerekir” dedi.


Mobing mağdurları astlar ve kadınlar

Forum Mobing 2014 etkinliğinin açılış konuşmasını yapan FMV Işık Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nafiye Güneç Kıyak da, "İş yerindeki baskıyı toplumun diğer katmanlarındaki baskıdan soyutlayamayız. Mobingi ve psikolojik baskıyı, ne yazık ki en çok kadınlar kadına yapıyor” diyerek, çözüm için farklı bakış açıları getirmek gerektiğini savundu.

Forumun konuşmacılarından Hacettepe Üniversitesi İşletme Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Azize Ergeneli de, “Mobing Mağdurları çoğunlukla astlar ve kadınlar. Örgüt kültürü önemli. İşe alım yaparken, kurum kültürüne uygun kişiler seçilmeli. Herkes takım kültürüne uygun olmayabilir” yorumunu yaptı. Etik Uzmanı Meltem Ferendeci Özgödek ise, mobingin önüne geçebilmek için şirketlerin etik kodlarını belirlemesi ve her çalışan için aynı şekilde anlaşılır hale getirmesi gerektiğini anlattı.


Mobing failleri narsistik ve otokratik kişilik yapısında

Mobingin psikolojik boyutunda tecrübelerini aktaran Psikolog Derya Deniz, “Mobing Damgalanmışlık, etiketlenmişlik hissi, kaygı ile birlikte psikosomatik hastalıklara neden oluyor. Mobing bir travmadır. Örselenme, harabiyet çok büyük. İntihara kadar götüren bir süreç. Mobinge uğrayan kişi kendisiyle, çevresiyle yabancılaşıyor, fanusa giriyor. Depresyon hissiyle işini, eşini terk edebiliyor. Mobing, stratejik ve baştan amacı belli bir hareketler silsilesidir. Mobing failleri de narsistik, otokratik kişilik yapısında” dedi.

Mobingin hukuksal boyutunda Avukat Alper Yılmaz, “Mobing mağduru işçinin sözleşmesini haklı nedenlerle feshetme hakkı var. Kıdem tazminatınızı talep edebilirsiniz.

Açık kapı politikası ve koçluk

Forumun son bölümünde antimobing uygulamalarını anlatan İş GYO İK ve Eğitim Grup Başkanı Pınar Ersin Kollu, Carrefoursa İK Direktörü Asena Yalınız ve Doğuş Otomotiv İK Direktörü Ela Kulunyar da, açık kapı uygulamasının ve şeffaflığın mobingin önüne geçmede önemli bir etken olduğunu belirtti. Koçluğun çözüm alternatifi olabileceğine değinen Kollu, “Özellikle takım koçluğunun işe yarayacağını düşünüyorum. Koçluk, yöneticilerin astlarıyla olan ilişkilerinde yüzde 77 oranında iyileşme yapıyor” yorumunu yaptı.

Editör: TE Bilisim