Reklamcı Levent Erden: Kadını reklamda kullanan batıyor İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi tarafından düzenlenen 2. Uluslararası Suç ve Ceza Film Festivali kapsamında düzenlenen paneller ilginç tartışmalara sahne oluyor. Kadını reklamda kullanan markaların battığını söyleyen ünlü reklamcı Levent Erden Esas sorun çocukların reklamlarda kullanılarak istismar edilmesidir dedi. İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi tarafından düzenlenen 2. Uluslararası Suç ve Ceza Film Festivali kapsamında düzenlenen Reklam ve Kadın konulu panelde Türk Reklam Hukuku Mevzuatında cinselliğin istismarı, beden politikaları ve reklamda kadın konusu masaya yatırıldı. Yrd. Doç. Dr. Başak Baysalın moderatörlüğünde gerçekleşen panelde mevzuatta genel ahlaka aykırı ve pornografik reklama yer verilemeyeceği maddesinin yer aldığını hatırlatan Emrehan İnal Mevzuat bakımından Türk hukukunda herhangi bir sorun görünmüyor. Reklam denetimi Türk Reklam Kurumu ve RTÜK tarafından yapılır. Genel ahlak kriterinin ne anlama geldiği hususu kişiden kişiye değişir. Genel bir ölçü verilmesi zordur dedi. Kurullar neden var? Reklam konusundaki söylemlerin her dönemin iktidarı tarafından belirlendiğine dikkat çeken Yrd. Doç. Dr. Merih Taşkaya Toplumda ne yaşıyorsak bir parçasını da reklamda görüyoruz. Marka, rekabet ortamının bulunduğu ortamda en iyi marka olabilmek amacıyla kadın bedenini kullanarak imaj elde etmeye ve bir numara olmaya çalışıyor. Bedenin güzelliği, inceliği, düzlüğü gündeme geldiğinde cinsel söylem oranı artar. Ürün özellikleri gerektirmediği halde 26 kozmetik ürün reklamının 21inde cinsel söylem kullanılmış. Cinsellik söylemi, iç disiplini azaltır ve tüketimi artırır. Oysa reklam, toplumun kabulleriyle oynamamalı diye konuştu. Taşkayanın sözlerine tepki gösteren reklamcı Levent Erden Bu konuşmadan reklamcıların Taksim Meydanında asılması gerektiği gibi bir sonuca ulaşır oldum. RTÜK diye bir kurum niye var, anlamadım dedi. Reklamın Türkiye de en çok denetlenen bir alan olduğuna dikkat çeken Erden şunları söyledi: Denetleyen çok sayıda birçok kurul ve kurum var. Bu durum insanları geri zekâlı yerine koyuyor.  Neyin iyi neyin kötü olduğuna bu 15-20 kişilik kurullar karar veriyor. Siz bir şeyi reddediyorsanız kurullara gerek yok, hukuka gerek yok. Zaten piyasa bunu reddeder. Kadını reklamda kullanan zaten batıyor. Esas sorun çocukların reklamlarda kullanılarak istismar edilmesidir. Kitle iletişiminin bulunmadığı yerde kitle korumasından bahsedilemez. Herkes facebook ve twitter sayesinde birer yayıncı oldu.  Neyi, kimi denetleyeceğiz?