‘Beş yıl sonra olacağın insan, tamamen bugün okuduğun kitaplara, izlediğin filmlere, dizilere, zaman harcadığın insanlara, tükettiğin gıdalara, alışkanlıklarına ve giriştiğin yazışmalara, konuşmalara göre şekillenecek’
demiş yazar Ruben Chavez.

Çok doğru bir tespit. Zira insanların ve dahi toplumların geleceğinin, geçmişlerinden etkilenip şekillendiği yaşanmışlıklarla sabit. Dahası yıllar sonrasını etkileyen unsurların da süreç içinde kendi geçmişlerinden etkilenerek şekillenmesi mümkün. Dolayısıyla bugün yapılan her şeyin, geçmişten gelen etkiyle geleceği etkilemek üzere gerçekleştiğini ve süreklilik teşkil ettiğini unutmamak lazım.

Nitekim bu mantığın yansımalarına kurgularda da rastlamak mümkün. Özellikle Covid-19 salgınıyla gelen duraksama döneminde hız kaybı yaşayan ve yeni konu yaratma sıkıntısı içindeymiş gibi duran sinema dünyasında geçmişin popüler yapımlarının tekrar ele alınıp devam filmi şeklinde değerlendirildiklerine sıkça rastlar olduk. Nasıl ki uzun bir bekleyişin ardından beyazperdede yerini alan ‘Top Gun 2: Maveric’ de bunlardan biri!

Yeniden çevirimlerin veya devam niteliğinde ele alınan işlerin çoğunlukla ilk yapımın gölgesinde kaldığı malum. Ancak arada aynı başarı çizgisini tutturanlar hatta birkaç tık üste çıkanlar da çıkıyor tabii. İşte 1986 yılında çekilen ve yoğun ilgi gören ilk ‘Top Gun’ın üstünden yıllar geçtikten sonra gelen ‘Top Gun 2: Maveric’ de ‘geçmişin başarılı devamı’ niteliğinde olanlardan.

 

BİR TOM CRUISE KLASİĞİ

Senaryonun dişe dokunur bir hikayesi olmamasına karşın gösterişli Amerikan Hava Kuvvetleri tablosuyla dönemin Amerikan propagandacılığı açısından hayli göz doldurma niteliği sergileyen ve yavaş yavaş yükselişte olan Tom Cruise’u iyice parlatan ‘Top Gun’, yakaladığı büyük gişe getirisine ve seyirci yoğunluğuna rağmen, ilk bakışta devamının gelmeyeceği izlenimini yaratan işlerden olmuştu. Lakin zaman içinde bu izlenim değişmiş olacak ki, içeriğin cazibe kaybına uğraması ve başlangıçtaki oyuncu performansını yakalayamamam gibi riskler göze alınarak 36 yıl sonra devamı getirildi. Üstelik olumsuz beklentide olanları haksız çıkartıp meraklılarına hayal kırıklığı yaşatmayan türden bir geri dönüşle!

Bu noktada filmin içeriğine kısaca değinecek olursak…

Orijinalinden beslenen, açılışını ilk filmdeki gibi yapan ‘Top Gun 2: Maverick’, hayal kırıklığı yaşatmayan içeriğinde, geçmişte çok başarılı bir pilot olduğu halde yaşadığı suçluluk duygusuyla kariyerinde yükselmemeyi tercih eden Albay Maverick’in yeniden şahlanış öyküsünü anlatıyor bize.

Maverick, kendi seçtiği yolda pasif pasif yürürken bir gün onun pilotluk vasfına ihtiyaç duyuluyor. Çok tehlikeli bir görev için genç pilotları eğitmesi isteniyor. Amiral Kazansky’nin yani nam-ı diğer Iceman’in isteğiyle yeniden görevine dönen Albay Maverick kendisinin ne gibi katkıda bulunacağını merak edenlere karşı ‘Kusura bakmayın ben öğretmen değilim. Sadece beklentileri karşılamak istiyorum’ cevabıyla işe koyuluyor… Ve yaşayan hiçbir pilotun görmediği cinsten bir çatışmanın içinde buluyor kendini.


Bu süreçte ‘Buradaki herkes en iyisi… Bize daha ne öğretebilirler ki’ diyen yeni nesil askerleri eğitirken onlarla kişilik mücadelesine giren Maverick,
ölümünden sorumluluk duyduğu yakın arkadaşı Nick Bradshaw’ın oğlu olan ve ‘Babam sana güvenmişti. Ben aynı hatayı yapmayacağım’ diyen Bradley ile de duygusal çatışmacılık yaşıyor. Tüm bunların arasında geçmişte yaşayamadığı duygusallığın da peşine düşüyor kahramanımız. Böylece ortaya duyguyla aksiyonu harmanlayan bir geri dönüş çıkıyor.

 
 
Peki, bu geçmişten günümüze gecikmeli uzanışın başarı sırrı ne? Cevap kuşkusuz ‘Tom Cruise’!

Şöyle ki; Karizmatik duruşu, çekici gülüşü, atletik oyunculuğu, erkeksi senaryolardaki performansları ve haber sansasyonlarıyla starlık vasfını zirveye taşıyan Tom Cruise, aynı zamanda yıllara meydan okuyan fiziksel görünümüyle de farkını fark ettiren biri olarak karşımızda.

Ayrıca yaşını kesinlikle hissettirmeyen Cruise, kişiliğe odaklandığı devam filminde ilk yapıma kıyasla çıtayı yükseltmiş durumda. Zira pişmanlıklarıyla, suçluluk duygusuyla, korumacılık dürtüsüyle yol alırken iç hesaplaşma yaşayıp zayıflıklarıyla yüzleşen ve beklentileri karşılama aşamasında kendi kendini iyileştirme sürecini de yaşayan Albay Maverick’i alabildiğine gerçekçi bir karaktere dönüştürmüş bu yapımda.

 
Hal böyleyken Oscar ödüllü Christopher McQuarrie de senaryosuyla katkıda bulunduğu ‘Top Gun 2. Maverick’te oyuncunun bu güçlü kozlarına yoğunlaşarak filmin olası dezavantajlarını bertaraf edip onu bir ‘Tom Cruise öyküsü’ haline getirmiş adeta. Yanı sıra yönetmen koltuğunu Tony Scoot’tan devralan Joseph Kosinski de yapımın ‘Tom Cruise klasiği’ne dönüşme noktasında önemli bir etken.

Öte yandan özel efektlerin ölçülü kullanıldığı ve bu yönüyle nostaljiyi iyice hissettiren… Asıl marifetin, teknolojiden ziyade onu kullananlara has olduğunu ince dokundurmalarla dillendiren filmde ‘insan’ olgusunun ön planda tutulmuş olması da üstünde durulması gereken detaylardan. Özellikle gerçek uçakların (F-18) kullanıldığını, G kuvvetiyle yaratılan gerçek hızlanmanın yaşandığını düşünürsek… Efektlere sırt dayamayan ve gerçekçilikle yol alan filme katkıda bulunan insan olgusunun gücü daha da netleşiyor.


Ve
geçmişin hüzünlü anıları arasından geleceğe doğru güçlü bir sayfa açmaya çalışan, bunu yaparken de kurgularda her şekilde kurtarıcı gibi yansıtılan Amerikan Ordusu’nun gücünü alttan alta hissettirmeyi sürdüren ‘Top Gun 2: Maverick’in en önemli mesajı… Eline tutuşturulan silahlara güvenip savaşı kahramanlık sananlara ve savaştan medet uman güçlerin piyonuna dönüşenlere yönelik… ‘Yukarıda ölümü tadıyorsun inan bana’!

 
SONUÇTA; 36 yıl araya rağmen sanki zaman hiç geçmemişçesine gelen devam filmi hissi uyandıran ‘Top Gun 2: Maverick’, kurgularda dahi ‘insan’ faktörünün ne denli önemli olduğunu ispatlayan Tom Cruise nostaljisiyle… Ve kendini aşmayı başaran Maverick karakteriyle, iyi değerlendirilmiş bir geçmişin nasıl başarıyla geleceğe taşınabileceğinin güzel bir örneği konumunda. Marifet pilotta olunca…

Son söz William Churchill’den gelsin… ‘Ne kadar geriye bakarsanız, o kadar ileriyi görebilirsiniz’.

Anibal GÜLEROĞLU
www.twitter.com/guleranibal