Ne kadar da çok sivriltilmiş ego varmış her gün biraz daha öğreniyorum.
Sanal ya da gerçek her yan kağıttan kaplanlarla dolmuş, hırlayan, kükreyen ama bir türlü ısırmayı bilmeyen.
İnternette maskeli balo; yüzlerde gülücükler, anşante madamlar, bonsuvar mösyöler, canımlar, bitanemler uçuşurken havada, gıcırdayan dişlerden ise saygılar dökülmekte...
5 dakikada kan kardeşlikleri kurulur, bakmışsın 10 dakika sonra ölümüne düellolar.
10. Yıl Marşı valsimiz.
Maskeler ardında kesişmeler, kuytu köşelere çekilmeler, barut ve aşk kokusu tüter havada.
Ah ne zalim gururlardır onlar, bir kalp kırılmasına harcanıverir kadim dostluklar.
Yaldızlı, büyük sözler ünlenir salonlarda barış, demokrasi, özgürlük, vatan; kadehler tokuşturulur ölümsüz dostluklara...
Cırtlak sesli şarkıcı bağırır fonda, “Çıııktık aaaçık alınla, Oooon yılda her savaştan....”
Devrim olurda aşk olmaz mı? Aşksız devrimci öyküsü mü olur, olsa da kim okur? Sayınlar Sevgiliye dönüşür süratle, sonra yine Sayın’a. Üç gecelik yat kalk taleplerine aşk demekte ne sakınca var, net hızlıdır, aşkıda ona göre. 1024 kb hızda indirilmektedir aşklar nette. Sözcükler dile kolay ışık hızında ulaşır adreslerine. Eski zamanlardaki bir postacının sevgiliye mektup götürüp getirme zamanında 2-3 aşk tüketilir, net zamanlarında. Kim kiminle, ne zaman, nerde takip etmek olanaksızlaşmıştır. Alakasız gerilme ve kavgalardan sezersiniz birşeyler.

40 yıllık hatrı olan kahveler, neskafe, kapuccino, 3 ü bir yerde, fındıklısı, bademlisi kendinden şekerlisiyle 40 saatlik ilişkilere dönmüştür.
Bitişleri, özellikle kötü bitişleri, daha önce her konuda uzlaşan şahısların durup dururken birinin ak dediğine diğerinin kara demeye başladığında anlarsınız, hele hele kinler varsa, belaltı vurmalardan tutun laf sokmalara, aleni, zaptedilemeyen kıskançlık gösterilerine kadar seyreyle manzarayı. Nette dostluklarda aşklar gibi hızlı yaşanır ve hızlı aşınırlar.
Orkestra Türk Marşını çalar; başlar omuzlar üzerinde kibirle dikilir, topluluğun erkekliği okşanır. Erkekler toslaşır dişiler kırıtır, çiftleşme töreni başlamıştır ve herkes gösterişi oranında eşlerini bulur
Yüzler hala maskeli, oysa gerçek yaşam dışarıdadır.
İçerde ise bacaklar havada; kan kan dansı çalmaktadır.
KISA KISA...

Üvey babası tarafından tecavüz edilen kız için ruh sağlığı bozulmamıştır diye rapor veren heyetin ruh ve akıl sağlığını kim belirleyecek?

***
Halka tepeden bakmak ile halk dalkavukluğu arasında ince bir çizgi vardır. İşte bu çizginin adıdır Kemalizm; halkı halk için sürekli ileriye götürme çabası, ilericiliği yaşam biçimi haline getirme öğretisidir.

***
Ha Saygun’ların saygınlığı, ha Süleyman’ın Soylu’luğu;

Memleketimden biat manzaraları...

***
Kendin ol, inan daha kolay...

***
Tonla yemegi cöpe atariz yine de kılımız kıpırdamaz ama yere bir parca ekmek düsürsek dinimiz imanımız titrer.

Karbonhidrat toplumuyuz vesselam.
***
Zırt pırt hata veren, kendi kendine arama listemdekileri arayarak sapıklık yapan “akıllı” telefonuma neden akıllı derlerki diye kafa patlatırken telefonun donmasıyla pili çıkarmam icap edince oracikta hakikati öğrendim.

-Aaa kıllı! Kıl, tüy, yün ne varsa içinde.

***
“Türk devletine vatandaşlık bağıyla bağlı olan herkes Türk’tür”

Fener Rum Patriği Bartholomeos

***
Bu ülkede azınlıklar değil bin yıldır hep çoğunluk ezilmiştir.
İKİ SEKSEN

Topraklarımıza göz dikenler
Yağmacı Emperyalistler
Ve onların taşeronu bölücüler
Hazırladık paylarınızı adaletle
Üleştirdik her birinize birer birer
Taksim taksim bölüştürdük metreyle
Artık ne kin, ne öfke, ne de nefret
Sessizce beklemekteyiz gelişinizi
Ellerimizde kürekler

Üzülmeyin
Bir karıştan çok daha fazlası
Toprağa doyacak gözleriniz
Öyle ki yan gelip yatacaksınız içinde
İki seksen

Tuncay Temiz 



DENİZİN TÜRKÜSÜ


Uyandı Kronos, uyandı Apollon -ağdı gün
Suya indi Kuzey Zefiri Kayalıkların üzerinden
Uyandı Koca Poseidon
Yalı kavak kulanlar, ak köpüklerden
Ve uyandı tüm görkemiyle Afrodit
Ak köpüklerin içinden
Ve yükseldi birden denizin türküsü
Triton’un lirinden...

Akar
Damlalar kaynaklara
Kaynaklar derelere
Dereler nehirlere
Nehirler denizlere
Akar her şey
Daha da derinlere
Varlık sonsuzluğa
Yaşam ölüme
Akıyorum
Ben de sana
Sevgilim

Ölümüne
...

Tuncay TEMİZ