Yaz aylarının maliyeti ve beğeni riski yüksek diziler yerine yapımları daha az külfetli programlara ayrılması kanalların tercihi. Tabii bu tercihin izleyici açısından da olumlu bir yönü mevcut…

Kış boyunca dramaların uzun uzadıya verilen bölümleriyle dramatik anlara sürüklenen… Aşk çıkmazlarının çözümünü, bir türlü yerine gelemeyen adaletin tecellisini, babalarının günahını çeken masum çocukların çilesini izlemekten bitap düşen ekran başındakiler, yaz havası solutan yapımların içerik hafifliğinde ruhlarını tazelemekte! Yarışmaların, şovların eğlendirici atmosferi bu tazelik için birebir…

‘Disko Kralı’ndaki performanslarıyla eleştirel mizahını ve oyunculuğunu ispatlayıp geleceğe yeşil ışık yakan Ali Biçim tarafından yaratılan program da, bu tarz bir çalışma olarak dikkat çekici.

FOX TV ekranında yer alan ‘Ali Biçim Show’, format itibariyle olmasa da sunumuyla ‘Bu ne biçim şov böyle’ dedirtecek türden bir eğlencelik!

 
‘JUST PİDE’Cİ ALİ BİÇİM KENDİNİ TESCİLLEDİ

Video paylaşımlarıyla yarattığı biçimini kendisinin yönlendirdiği stüdyo ortamına taşıyarak doğrudan başrolde olduğu bir Show yaratan Ali Biçim için söylenecek ilk şey, program hâkimiyetinin tam olduğu...

Konuklarını istediği gibi yönlendiren ve bu arada müzik ekibi üstünde de esprilerle karışık diktatoryal bir söylemle hâkimiyetini kuran Ali Biçim, talk show’unu kendisinden beklendiği şekilde mizah ağırlıklı bir biçimde sunma yolunu seçerek tarzını şekillendirmiş. Bunu da daha önceden ‘Babam Sınıfta Kaldı’ dizisinde canlandırdığı Yazgan karakterini hatırlatacak doğrultuda geliştirmiş.

Hayal Kahvesi’ndeki tecrübelerinin de katkısından yararlanan Ali Biçim, televizyon dünyası adına geç kalınmış bir keşif. Çünkü sadece dizideki tiple değil, çok öncesinden de yaratıcılıklarını gerek ekrandan gerekse internet ortamından paylaşmaktaydı.

Şimdiyse, kendisini topluma gösterdiği günden beri çizgisinden şaşmayan şovmenliğini, geçmişteki sunumlarıyla çelişmeyen ama ayakları çok daha sağlam bir biçimde yere basan bir biçimde ‘Ali Biçim Show’la tescillemiş durumda.

Aslında keşfetme konusundaki geç kalmışlığı yaşayan sadece kanallar değil. İzleyiciler de Ali Biçim’in varlığını ve espri tarzını tam manasıyla yakalayamadı. Hak ettiğinin çokça gerisinde kalan reytingleri bir yana stüdyoya doldurulan izleyicilerin de Ali Biçim’in dünyasından hayli uzak oldukları çok netti! Bunu da ‘Just Pide’den bihaberlikleriyle ispatladılar.

Ekran başındakiler neyse de… Çoğu açıdan özgün bir biçim ortaya koyarak isminin hakkını veren Ali Biçim’de absürtlüğün gerisinde kalan ve ince esprileri yakalayamayan stüdyo izleyicisinin, çocukluğu pide kuyruklarında yitip giden bir nesilden olmadıklarından mıdır bilinmez, ne yazık ki pide kuyrukları için doğrulan çocuklara adanmış, ‘yaralı şişman’ kaynaklı ‘Just Pide’yi bilememesi programına geldikleri Ali Biçim’i tanımamaları adına büyük ayıp… Tıpkı konukları hakkında bilgi sahibi olmayan sunucular gibi!

 
‘ALİ BİÇİM SHOW’ CANLI OLSA…

‘Yeni biçimler gerek’ mantığıyla yaratılan şovun ilk bölümünde İrem Sak ve Tuğba Özerk’i ağırlayan Ali Biçim’in Amerikanvari bir talk show havasına sahip olduğu da gözden kaçmıyor… Ki zaten televizyondaki gece şovlarının kralı olarak görülen Johnny Carson ve David Letterman’ı onlardan alıntılarla anarak programın kendisi de bunu kabulleniyor. Dahası onların sözlerinin ardına Ali Biçim imzasının yerleştirilmesi, FOX TV’nin yeni şovunun bu ünlü isimlerin takipçisi olacağını ve aynı biçimde yol alacağını da gösterdi.

Aslında ‘‘Hepimiz Johnny’nin takipçileriyiz’’ felsefesiyle yaratılan talk show konseptleri ufak tefek farklılıklarla birbirlerine benzediklerinden en iyilerin takipçisi olmak akıllıca bir tarz! Televizyon sektörünün içindeki üç yıllık mazisini göz önüne aldığımızda, Ali Biçim’in bu noktada öyle büyük falsoları olduğu da söylenemez.

Stüdyo dekorasyonundan sunum stiline dikkat çeken bu uygunluğu bozan tek şey, tıpkı bizdeki diğerleri gibi, bu şovun da onlara nazaran hayli uzun sürmesi. Onca zaman ekranda kalıp izleyiciyi memnun etmek için dil dökmek, mizah üretmek, konuklarla hoş sohbet geliştirmek kolay değil.

Öte yandan mevcutlarla rekabeti mümkün mü diye tartarsak, cevap ‘Neden olmasın’! Henüz amatör ruhtan esintiler hissettirerek kendi özelliğini yaratan ‘Ali Biçim Show’ da doğru adımlarla ilerlerse, bir gün ‘Beyaz Show’ kadar rağbet edilen bir program olabilir.

Bu noktada tek handikap yayın şekli… Programın canlı yayınla verilmemesi, katılımcı izleyicilikten keyif alanlar ve aktiflik isteyenler tarafından hoş karşılanmayıp program adına bir dezavantaj gibi algılanacak olsa bile, bu konuda da peşin hüküm vermemek lazım.

Talk show’ların özü canlı yayın kazalarıyla ilginçlik kazansa, ufak tefek atışmalarla kızışan ortamlar ilgi çekme unsurları olarak görülse dahi, ekran gücünü ortaya koymamış işlerde bir anda büyük yıkıma dönüşebileceği de kesin! Dolayısıyla henüz merdivenin alt basamaklarında olduğundan acemilik atılana kadar bant yayını olarak verilmesini, ‘hata yapmamak adına bir destek’ şeklinde düşünmek daha doğru… Tabii şayet devam fırsatı tanınırsa ilerleyen süreçte, takipçi kitlesini büyütüp cazibesini yaygınlaştırması için canlı yayına geçmesi de şart!

 
ESPRİ ÖZGÜNLÜĞÜ ALİ BİÇİM’İN GÜCÜ

Konuklar ve sokak röportajlarında da başlangıç acemiliğinden izler taşıyan ‘Ali Biçim Show’da en dikkat çeken yön, özgün skeçler ve hoşa gidebilecek esprilerin kullanılması! Günlükler okunurken kendine has mimikleriyle olaya dâhil olan Ali Biçim’in ‘Babaya Sorun’, ‘Tarihte Bir Gün’ gibi skeçleri mizahi yönü konuk konuşmalarına ağır basan şovun, üzerine yeniliklerle yoğunlaşılması gereken, özgün renkleri.

Sonuçta diyeceğim o ki; Madonna’lı, Ali Rıza Binboğa’lı ve La Toya’lı kocaman çelenkleriyle mağaza açılışlarını anımsatan, ‘Halamın Kutusu’ndaki sorularıyla mizahtaki şeytani dehasını ortaya koyan ‘Ali Biçim Show’ absürtlüğü kendine has biçimde yansıtıp bu ortama konuklarını da dâhil edebilen yeni biçim bir program.
Pek beğendiğim ‘Just Pide’den esintiyle… Oğlum Ali sana gelince… Reytinglere bakıp moralini bozma. Saçmalama bir dur lütfen… Sen hiçbir zaman bir Hülya Avşar, bir Okan Bayülgen olamayacaksın belki. Amannn… Ollma da zaten.

Sen, ‘Just Pide’deki eleştirel tarzını ‘Yeni aşklara gebeyim’deki doğallığınla sürdürüp ardından Amerika esintili özgünlükteki ‘Ali Biçim Show’da yerine oturtmuşsun ya… Bu sana da, reyting dağlarında semizotuna dönmeden Haydee(Heidi) gibi devleşmeni bekleyen bizlere de yeter.

Hayallerin ertelenmemesi gerektiğinin vurgusunu yaptığın ‘Ali Biçim Show’u hayallerindeki yere yükseltecek olansa, yine ve daima olduğu gibi izleyici kitlesi! Eh, ekran başındakilerin Ali Biçim’in geçmişinden bihaber olduklarını varsaysak bile ‘Babam Sınıfta Kaldı’dan onun absürt mizahına ve ‘Gebe, gebe, gebeee…’ diye akıllara yer eden müzik adamlığına aşinalıkları var. Bu da ‘Bu ne biçim şov’ demek yerine ‘Ali Biçim Show’ diyerek tercihi izlemekten yana kullanmak için bir motivasyon!

 
Anibal GÜLEROĞLU

www.sinematur.com