19 Kasım 2025 Çarşamba

GENÇLERİN HAYAL GÜCÜ STOP-MOTION İLE HAYAT BULDU

Britanya Birleşik Federasyonu’nda ‘Gerçeğe Çağrı’!

12 Ağustos 2012, 20:01
Britanya Birleşik Federasyonu’nda ‘Gerçeğe Çağrı’!
Anibal GÜLEROĞLU
Yaşam alanı dünyadaki en değerli şey haline gelirse ne olur? Kuşkusuz dünyayı alt üst edip farklı ülkelerin iç işlerine burunlarını sokanlar, böyle bir durumda da öne çıkıp hâkimiyeti ele geçirir ve diğerlerini ikinci sınıf konumuna düşürürler. İkinci sınıflardan kendilerini korumak ve üstünlüklerini devam ettirmek için de vize, asker gücü gibi yaptırımları gönüllerince kullanmaktan çekinmezler.


Böyle bir dünya düzeninde tarafların statüleri, kesin çizgilerle belirlenmiştir. Bir yanda silahların gücüyle düzenin kaymağını yiyen Federasyon yöneticileri ve ayrıcalıklı vatandaşlar bulunur. Diğer yanda Federasyon’un ayakta kalabilmesi için çalışmak durumunda olmalarına karşın nimetlerden faydalanmalarına izin verilmeyen Koloni mensupları… İki oluşum arasında böylesine derin bir uçurum bulunur da, haksızlıklara ‘Dur’ demeye yeltenen özgürlük savaşçıları(karşı tarafın değerlendirmesiyle anarşistler) olmaz mı? Olur tabii. Onların payına düşen yaşam alanıysa metronun dehlizleri ve kimyasal savaşla kirletilmiş dünya ülkelerinin toprakları yani diğer iki kesimin girmeye cesaret edemediği bölgelerdir.
Gerçek dünya her geçen gün daha büyük bir hızla böyle bir geleceğe doğru yol alırken, böylesi bir dünya düzeninin senaryosu GERÇEĞE ÇAĞRI, bilimkurgu türünün bir örneği olarak yeni uyarlamasıyla ikinci kez beyazperdede yerini almakta.
Dünya kimyasal savaşla yüz yüze gelmiş ve sadece iki bölge yaşanabilirliğini korumuştur. Bunlardan biri Büyük Britanya Federasyonu’nun yer aldığı İngiltere, ötekiyse Avustralya’da varlığını sürdüren Koloni! Bu iki ada arasındaki kestirme ulaşım ise Dünya’nın bir yanından diğerine açılan tünelde Düşüş (The Fall) denen bir araçla sağlanmakta. Arzın merkezine seyahat misali gerçekleştirilen bu seyahat için ‘vize’ şart! Geçiş vizesi olmayanın Koloni’den Büyük Britanya Federasyonu’na girmesi mümkün değil.
Kahramanımız Douglas, sevgili karısıyla birlikte Koloni’deki evinde mütevazı yaşam süren ve her gün Büyük Britanya Federasyonu’ndaki sentetik polis fabrikasına çalışmaya gelenlerden biri. Sık sık gördüğü kâbuslarla kendini kapana kısılmış gibi hisseden Douglas, beklediği terfinin Federasyon’dan birine verildiğini görünce içindeki sıkıntı doruğa ulaşır ve bir parça mutluluk için Total Recall denilen hayal tacirlerinin kapısını çalar. Hayalini canlandırmak için makineye bağlanan Douglas’ın neyin gerçek olduğunu sorgulatan bol aksiyonlu kofti macerası da o anda başlar…
İlk kez 1990 yılında Philip K. Dick uyarlaması olarak Arnold Schwarzenegger ve Sharon Stone’un başrollerinde sinemadaki yerini alan ‘Total Recall’ ile Paul Verhoeven’ın yönetmenliğindeki GERÇEĞE ÇAĞRI, üç memeli fahişe sahnesini unutmayan özünde benzeşse de ayrıntılarında birbirlerinden farklı işlenmiş yapımlar. Mesela orijinalinde Mars gezegeninin ortamında geçen öyküye karşın burada her şey Dünya’da olup bitmekte.

Emperyalizmin ayrıcalıklı kalesine dönüşen Büyük Britanya Federasyonu’nun yer aldığı İngiltere’yle, Dünya’nın içinden geçilerek gidilen Avustralya’nın yaşanabilir olması hayli düşündürücü. Amerika, Avrupa, Asya ve Afrika’nın atmosferini kirletenlerden İngiltere ve okyanus ötesi sömürgesinin paçayı kurtarmasının arkasındaki mesaj, günümüz ekonomik-siyasi çatırdamalarına yönelik duruşuyla yakından ilgili. Avrupa Birliği’nin para birimini kabul etmeyen, ABD’nin dolarını basan, Uzakdoğu mallarına kapısını kapayan ve kendini uluslar üstü bir ekonomik konumda tutmayı başaran İngiltere’nin siyasi kargaşalara da mesafeli yaklaşıp kışkırtıcı seyirciliği benimsemesi İngilizlerin her dönemde ‘ayakta kalma’ taktiklerinin yansımaları.
Ancak Hollywood yapımlarında alışkın olduğumuz Amerikan megalomanlığının aksine İngiltere’nin gövde gösterisine dönüştürülen bu kurguda, Büyük Britanya Federasyonu’nun Amerikalı tarafından yönetilmesi İngiliz kurnazlığıyla çelişmekte! Seyredilenlerin gerçek mi yoksa az buçuk verilen ilacın etkisiyle yaşanan sanrılar mı olduğunu sürekli sorgulatan GERÇEĞE ÇAĞRI’da ayaklanmacıların yuvasının Amerika topraklarında olması da fikir karmaşasının diğer yönü. Genelde Çin Mahalleleri’nin sefil görüntüleriyle dolu olan filmdeki karmaşık efektlerle verilen üstünlük ve bilimkurguya has teknolojik yapılaşma, elit emperyalistlerin emrinde. Alt tabakanın yaşam standartları ise günümüzün sıradan vatandaşından farklı değil. İş stresini atmak için gidilen barlar, fahişelerin kaldırımlarda bekleştiği şov kulüpleriyle dolu sokaklar, kaldırımlara yayılan berduş gençler ve bunları baskılayan Federasyon polisleri… Günümüz dünyasıyla benzeşen bu düzenin iş ortamındaki haksızlıkları da aynı. Deneyimin ve hakkaniyetin torpil karşısında sıfırlandığını sentetik polis fabrikasındaki sahneyle yansıtan yapım, işçiyi ve ezileni yüceltip emperyalistleri düşman gibi göstermeye çabalasa da bu konuda net bir söylem kullanmadığı meydanda. Öyle ya, ekmek veren el ısırılmaz ne de olsa!
Manyetik çekimli arabalarıyla, yolların altında üstünde ve dahi dikey hava koridorlarında akan trafikteki polis-suçlu kovalamacası, aksiyonun her türünde rastlanan bir rutin olarak burada da mevcut… Ayrıntılara inmeyip özgürlük arayışını havada bırakan ve temposuna uygun hızlı müziğiyle aksiyonu buluşturup ilgi çekmeye çalışan GERÇEĞE ÇAĞRI, konuda derinlik arayanları tatmin etmeyecek türden. Buna bir de Colin Farrell’in şaşkın bakışlı ifadesindeki boşluğu ve diğer oyuncuların yetersiz oyunculuğunu eklersek, yapımdan akılcı beklentileri minimuma indirme gerekliliği kendiliğinden ortaya çıkmakta. Emperyalizmin kucağından, emperyalizme karşı söylem yaratmaya çalışanların ‘Gerçeğe Çağrı’sı da bu kadar olur ancak!

Anibal GÜLEROĞLU
www.sinematur.com 

Bu içeriğe yorum yapan ilk siz olun!

  • Ad Soyad:

  • Yorum:

  •  

    @name x

  • UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. Ayrıca suç teşkil edecek hakaret içerikli yorumlar hakkında muhatapları tarafından dava açılabilmektedir.
    EN ÇOK OKUNANLAR
    BUGÜN
    BU HAFTA
    BU AY
    EN ÇOK YORUMLANANLAR
    BUGÜN
    BU HAFTA
    BU AY
    SAYFALAR
    e-gazete
    • Sinematur - 05 Ocak 2015 Manşeti
    KARİKATÜR
    ARŞİV