Daha bundan birkaç yıl öncesine kadar ekonomik anlamda her şey yolunda gittiğine yönelik haberler yapılıyor ve rakamlar açıklanıyordu.
Uluslararası derecelendirme kuruluşları Türkiye’nin notunu pozitif olarak değerlendiriyor, Sıcak para geliyor, Yabancı yatırımcılar yeni yeni yatırımlar yapıyordu. Nitekim son birkaç yılda bölgemizdeki gelişmeler ekonomik paradigmaları ve söylemleri de etkilemiştir. Etkilemeye devam edecek gibi görünmektedir.
 
42,1 Milyar Dolar Cari Açık Var

Örneğin cari açık 2009 yılında 13 Milyar 854 Milyon Dolar iken, 2012 yılında 48,8 Milyar Dolar oldu. 2013 Ocak- Temmuz arası dönemde de 42,1 Milyar Dolar olarak gerçekleşti.
Bölgenin sıcak atmoferi ihracat gelirlerini de etkilemekte, doların ve altının ateşinin düşmesine de engel olmaktadır. İç talebin canlı olması, bunun yanında yerli üretimin istenen seviyede olmaması ve de  zaman içinde düşmesi ve  turizm  gelirlerinin azalması cari açığı daha da tetiklemektedir. Nitekim cari açık bu hızla giderse 50- 60 Milyar Dolarları bulabilir. 
Peki, ne yapılabilir? Tabii en büyük temennimiz Suriye’de yaşanan bu savaşın bir an önce son bulması ve ülkelerinden kaçmış yüz binlerce mültecinin evlerine sağ salim dönmesidir. Ekonomik bağlamda, yerli üretimi teşvik etmemiz lazım bu sadece teşviklerle de olmaz. Bölge bölge uygulanabilir stratejik plan oluşturulmalı. Ülkeyi tüketici toplum yapısından üretici toplum yapısına kavuşturmak gerekiyor.
Bu süreçte yerel yönetimlere de önemli görevler düşmektedir. Nitekim yerel yönetimler, yerelin nabzını en iyi tutabilen ve ihtiyaçları- sorunları ve çözüm önerileriyle yerel kalkınmada aktif rol alabilecek kuruluşlardır.
 
Gençlere Büyük Görevler Düşmektedir

Üretmeden kalkınamayacağımız bir gerçektir. Özellikle bu süreçte gençlere büyük görevler düşmektedir. Bugün gençlerimiz üretimde büyük görevler üstlenecekken maalesef ki, asgari ücretlerle çalışarak hayatını idame ettirmektedirler.
Gençlerimiz nitelikli eğitim sistemiyle daha aktif ve doğru bir şekilde değerlendirilebilir. Bu bağlamda gençlerimizi, kendini tanıyan, ne istediğini ve nerede olmak istediğini bilen girişimci ruhlu(bunu sadece girişimcilik bağlamında söylemiyorum.) ve proje odaklı bir nesil yetiştirmemiz, geleceğe umutla bakan ve ekonomik olarak istediğimiz hedefleri gerçekleştirebileceğimiz bir ülke olmamızı sağlayacaktır.


 
Anadolu’da Girişimciliği Ele Aldık

Geçtiğimiz günlerde Ulusal Kanal’ın Ekopolitik Programında Çetin Ünsal’ın Anadolu’da girişimcilik ile ilgili yapılması gerekenleri ele aldık.  Anadolu’daki girişimciliğin sorunlarının çözümü, ülkenin kalkınması için önemli bir hamledir. Çünkü yabancı yatırımların sizi tercih etmesi için; Esnek, günün koşullarına uyum sağlayabilen KOBİ’lerinizin olması gerekir. Aksi takdirde tercih nedeninizi yok etmiş olursunuz. Bizim KOBİ’lerimize baktığımız zaman maalesef ki büyük problemler var ama bunların özellikle son birkaç yıldır hızlı bir şekilde değiştiğini görüyoruz.
Bunun önemli  bir nedeni de kamu destekleridir. Özellikle KOSGEB’in yerelde daha çok faal olmasıdır diyebiliriz. Tabii, STK’larda diğer önemli kuruluşlar, Özellikle TOBB ve Girişimcilikle ilgili kurulan dernekler.


Remzi DURMUŞ