Her birimiz bir şeylerden rahatsız dolaşıp duruyoruz.
Dertsiz baş yok.
İçimizden birileri bir diğeri için cehennem!
Kuşkular, suçlar birikmiş dağ gibi!
Silahlar bu yüzden patlıyor, bıçaklar bu yüzden çekilmiyor mu?
Trafik kazalarının çoğalması ise kişilik bozulması değil de nedir?
Dertlendiğimiz konulardan biri de adalet.
Ben beni bildim bileli adalet yerini bulmuyor.
TBMM yasaları yetersiz, noksan:
Nereye çeksen gidiyor lastik gibi.
Kararlar ortada.
Karakola ya da kodese bir kapıdan girilip diğerinden çıkılıyor!
Çünkü siyasetin oranı arttıkça adaletin azalmaya başlamış!
ABD bile şaşırmış bizdeki adalet uygulamaları karşısında.
Kısaca bizdeki siyasetin yargıya egemenliğinden dertli.
Savcı ne yapsın yargıç neylesin durumuna düşüldü.
AKMP de adaletin topuzunu öyle bir tutmaya başlamış ki otur ağla:
‘PKK terörizmi 40 binden fazla kişinin ölümüne neden oldu’ yerine,
‘Türk devletiyle PKK arasındaki çatışma 40 binden fazla kişinin ölümüne neden oldu’ deyivermiş!
‘PKK’lı terörist’ de artık ‘PKK’lı eylemci’ oluvermiş!
Gerçekte Batı bu adlandırmayı ‘Kurdish politicians and activists’ yıllardan beri kullanıyordu.
İmralı’daki terör suçlusu için ‘Mr. Ocalan’ denilirken Başbakan Erdoğan için PM yerine ‘Mr. Erdogan’ da yazılıyordu.
Peki örgüt üyesi olarak arkadan adam vuran, uzaktan bomba patlatan kişilere ne denecek?
Biliyoruz ki siyaset ile adalet iyice birbirine karıştı.
Türkiye'nin adalet sırrı nerede gizli iyice ortaya çıktı.
Adalet bir uygulama alanı.
Yasaların çıktığı yer iktidarın odakları.
İktidarlar ne derse o yasalaşır.
Muhalefet de eleştirdiği ile kala kalır.
Adaletin içtihatları kendi yapısı içinde değil iktidarların isteğine göre çıkıyor.
Her yerde bir başka sarmal var:
Ticaret sarmalı,
İhale sarmalı,
Eğitim sarmalı,
Hukuk sarmalı,
AB sarmalı,
ABD sarmalı,
İsrail sarmalı,
Filistin sarmalı,
İmralı – Kandil sarmalı,
Terör sarmalı,
Adalet sarmalı,
Kara Para sarmalı,
Kara Para Aklama sarmalı,
Ve anlı şanlı 'siyaset sarmalı' var her yanımızı kuşatan.
 
ABD 2012 Türkiye Raporunda oldukça dertli:
'Türkiye'de adalete etkili biçimde erişim yok' diyor nazikçe!
Ayrıca 'Hükümet ifade özgürlüğüne müdahale ediyor ve önemli ölçüde toplanma özgürlüğünü kısıtladı' diye duyurmuş dünyaya.
Her birimiz ayrı bir 'tavşan kaç, tazı tut' oyunu içindeyiz.
Uygulamalara akıl sır ermiyor!
Atalarımızın dediği gibi:
'Altta kalanın canı çıksın'
‘İte bak yattığı yere bak!’
‘Merhametten maraz doğar!’
‘Yılanın başı küçükken ezilir!’
‘Siyasete akıl sır ermez!’
'Adalet olmayan yerde hiç bir şey olmaz'
Ya da 'Büyük balık küçük balığı yutar!'
Fransız matematikçi, fizikçi ve düşünür Blaise Pascal (1623 – 1662) bir gün dayanamamış olsa gerek:
'Adil olanın peşinden gidilmesi doğrudur, en güçlünün peşinden gidilmesi ise kaçınılmazdır.
Gücü olmayan adalet acizdir, adaleti olmayan güç ise zalim.
Gücü olmayan adalete mutlaka bir karşı çıkan olur, çünkü kötü insanlar her zaman vardır. Adaleti olmayan güç ise töhmet altında kalır.
Demek ki adalet ile gücü bir araya getirmek gerekir.
Bunu yapabilmek için de adil olanı güçlü, güçlü olanın ise ... adil olması gerekir.
Adalet tartışmaya açıktır. Güç ise ilk bakışta tartışılmaz biçimde anlaşılır. Bu nedenle gücü adalete veremedik, çünkü güç, adalete karşı çıkıp kendisinin adil olduğunu söylemişti.
Haklı olanı güçlü kılamadığımız için de güçlü olanı haklı kıldık' diyor.
Özlü sözler gibi atasözlerimizi de severim.
Özellikle adaleti de içerenlerine bayılırım:
'Şeriatın kestiği parmak acımaz!’
‘Adalet kıldan ince kılıçtan keskin olmalı!’
‘Adaleti sağlamak kolay değil!’
‘Her şeyin başı sağlık!'
'Yeter ki paran olsun!'
'Alma mazlumun ahını çıkar aheste aheste!'
'Kul hakkı yenmez!’
‘Mahkemede dayın olsun!'
Biliyoruz ki siyasetin kitabı yok!
Adalet de ‘kara kaplı kitapta’ gizli.
Gördüm ki siyaset ile adaletin uzantısı kılıç pek keskindir!
Sorunların özü aşağıdaki konuşmada gizli olmasın:
Az önce gazeteci Hasan Pulur'da okudum:
'Napolyon, kendisine suikast düzenleyen General Moreau’yu mahkemeye vermiş, mahkeme hakimine de haber yollamış:
‘Sen onu mahkûm et, ben affederim!’
Mahkeme başkanından, imparatora cevap:
'Peki, beni kim affedecek?'
İşin içine para girince sevgi ile saygı da biter ya
Adalet işlerine de siyaset sarmalı karışınca oyun başlıyor!
Adaletimiz bol olsun!
Gönlümüz ferah!
'Kirli Eller' kırılsın!
Her nerede var ise Kirli Siyaset de batsın emi!?
 
Ömer Faruk YILMAZ