“Ben tüm başörtülü kardeşlerime sesleniyorum.” Diyerek yine başörtüsüzleri daha doğrusu türbansızları ayırdın ya, sanırım farkında değilsin.
“Devlet vatandaşına yaşam tarzı dayatamaz. İnanç, mezhep dayatamaz. Çocukluktan başlayarak format atamaz. Tek tip vatandaş için, zulmedemez” diyor ya, “Dindar nesil yetiştireceğiz” diyerek dayatan Banki mon muydu yoksa? H.Çelik giyim tarzını beğenmediği için işinden olan sunucuyu daha duymadı zaar başbakanımız efendimiz hazretleri.
“Andımızın yazarı, Türkçe ezan zulmünün mimarlarından,…Reşit Galip…”diyerek, rahmetli Reşit Galip de başbakanımızdan nasibini aldı… Geçmiş kurdeşen döktü sayesinde. Anlayamadığım; Türkçe ezan niye zulüm olsun ki? Aşık Mahzuni cevaplamıştı zamanında:”Ey Arapça okuyanlar, Allah Türkçe biilmiyor mu, İngilizce Fransızca hakka hitap olmuyor mu?” Tövbe haşa kısmını da es geçmeyelim, çarpılırız belki neme lazım. Üç kere de tahtaya vuralım, kulaklarımızı çekip indirelim, bir şey duyamaz hale getirelim. Zamanında sobalarda yakmıştık o kaseti… Nereden nereye? Artık yakmıyoruz, uzaklara taa gençliğimize bakıyoruz düşünceli düşünceli… Bir de kulaklarımızı çekip indiriyoruz, hatta kapatıyoruz sıkı sıkı… Paketliyoruz kafamızı…
“Milletimin şunu duymasını istiyorum…” diyor. MHP-CHP-İP-HEPAR-KARARSIZLAR- aşağı yukarı 50-55 milyon seni duyar mı bilmem, partililerin kesin duyar da millet biraz şüpheli…
“Bizim bayrak sorunumuz yok diyenler bakıyorsunuz farklı bayraklarla kendilerine özel mezar ihtisas ediyorlar. Bu nereden çıktı yahu?” dedin ya. Vallahi de bravo, billahi de aferin. Farklı dilde eğitime yeşil ışık yak, sonra da efelerin efesi oyununda başrolü kap. “Hey gidinin efesi, efesi…” diye efelendik hep birlikte…
“Bu kadroda ben olmaz biz var” dediğin anda ciğerimin yağını yedin. Eski bir ciklet reklamını hatırladım: “Biz hep Cincin çiğneriz. Siz biz hepimiz, cin gibiyiz. Tatil nedir biliriz. Dersimizi yaparız, sınıfları geçeriz. Cincinleri patlatır, şarkımızı söyleriz”
Yani öyle bir başbakanımız var ki, bizi aldı nereden nereye götürdü… Oy ben öleyim yaa. Böyle bir nostaljiyi bana milyarları dökseler hatırlatamazlardı… Şarkılar cinler cincinler… E daha ne olsun…
“Onların bir tuzağı varsa, Allah’ın da milletinde bir tuzağı vardır” işte burada apışıp kaldık milletçe. Allah'ı da kendi saflarına kattın ya helal sana… Yürü durmak yok yola devam.
Ne zaman; IMF:“Türkiye ekonomisi kırılgan” demeyecek?
Ne zaman; “İşsizlik yok, fabrikalar çok, sağlık ve eğitimde eşit haklar sağlandı, hepsi ücretsiz.” Diyeceksiniz?
Ne zaman;“TAM BAĞIMSIZ TÜRKİYE” diyeceğiz?
Ne zaman; Adil ve tam demokratik bir ülkede yaşadığımızı hissedeceğiz? Bilmiyorum… Baylar bayanlar; uçuş yüksekliğimiz 100milyon feet… Ay kıyamam milletçe; istihareye falan mı yatsak, belki bize de görünür görünenler? Olmadı “Kışşt” deriz geçer gider.
Hasretle, özlemle, zamansız zamanların gözlerinden öpüyorum.