İlk kez 1994 yılında, yedi konserli ve iki-üç kulüp konseri ilaveli haliyle İstanbullularla buluşan İstanbul Caz Festivali bu yıl yirminci kez kentin yaz sıcağına caz coşkusunun esintisini katacak.

Alışılmışın aksine, erkene alınmış basın toplantısıyla tanıtımını yapan İstanbul Caz Festivali, bu aceleciliğini, hem 20’inci yıl özelliğine hem de, İstanbul’un 30 Nisan’daki 2. Uluslararası Caz Günü’ne ev sahipliği yapmasına borçlu.

Her şeyden önce vurgulamak isterim ki, Uluslararası Caz Günü etkinliğini İstanbul’un tek başına üstlenmesi, Türkiye’nin caz konusunda geldiği yerin görülmesi açısından oldukça önemli bir durum. Bu başarı aynı zamanda, 1994’te İKSV tarafından başlatılan ‘caz’ festivali olgusunun yarattığı kazanımları algılamak için de etkili bir ayrıntı.

Sonbaharı andıran bir Nisan gününde, yazı temsil eden festivalin tanıtım toplantısında bir araya gelenlere yapılan sunumda ilk dikkat çeken, hızla geçen 20 yılın dakikalara sığdırılan küçük ama bir o kadar da büyük anlamlı özeti…

Kimler gelmiş, kimler geçmiş. İsimler değişmiş, afişler farklılaşmış ama caz coşkusu yürekleri aynı tutkuyla çarptırmış. Kalite, dünya çapında isim yapmış sanatçıların katılımlarıyla, yıldan yıla artmış.

İstanbul Caz Festivali’nin kente kazanımlarının sergilendiği bu görüntüler, cazla geliştirilen kentin yaratıcı kısmını ve yaşam kalitesine kattığı değerleri hissedebilmek açısından oldukça etkili. Tıpkı açık hava tiyatrosunun İstanbul’un kültürel yaşamındaki vazgeçilmez yeri gibi, İstanbul’u ‘caz’ konusunda dünya çapında duyulur kılan ve söz sahibi yapan İstanbul Caz Festivali de, özelde bu kentin, geneldeyse tüm Türkiye’nin gururu.

***
Her geçen yıl artan mekânlarla sürdürülen festival, kentin büyüsünü öne çıkartıp dünya çapında grupları da kente çekmekte oldukça başarılı bir seyir izlemekte. Kendine özgü afişlerle caza yüklenen anlamı, kentle ve toplumla buluşturan İstanbul Caz Festivali’nin bir diğer özelliği bu afişlerin yaratılış öyküleri…

Bu yılki afişin ilham kaynağı Nobel Ödüllü yazarımız Orhan Pamuk. Yazarlığıyla öne çıkan Pamuk’un yazın hayatı öncesinde ilgilendiği konu olan resim yeteneğini İstanbullularla tanıştıran 20. İstanbul Caz Festivali’nin simgesi, kanatlarını çırparak uçan martı figürü.

Bülent Erkmen’in tasarımıyla yaratılan afişte yer alan bu figür, Pamuk’un el yazması defterinde göze çarpan martılar arasından özenle seçilip yine Pamuk’un el yazısıyla süslenmiş. Böylece martı sesinden caza uzanan bir kombinasyon oluşturulmuş. Martının çığlıklarıyla uçuşan ve İstanbul semalarından caz severlerin yüreklerine dolan başlıkla yaratılan 20’inci senenin afişi bana göre müzikle özgürleşen ruhların da yansıması!

İstanbul Kültür Sanat Vakfı tarafından düzenlenen ve 14 farklı mekânda, 18’i büyük sahnede olmak üzere 40’ı aşkın konserde 400’ü aşkın yerli-yabancı sanatçıyı İstanbul kentine caz keyfi yaşatmak üzere bir araya getiren 20. İstanbul Caz Festivali, bu başarısını akılcı yaklaşımlara borçlu. Bu noktada göze çarpan ise Garanti Bankası’nın 16 yıldır süren sponsorluğu.
İKSV’nin büyük çabasını, ‘Beraber çıkılan yolda herkesin kendi sorumluluk alanında ilerlemesi’ formülüyle destekleyen Garanti Bankası’nı temsilen söz alan Garanti Bankası Genel Müdür Yardımcısı Nafiz Karadere, ‘Garanti Caz Yeşili’ markasıyla caz kültürünün Türkiye’de gelişmesi ve yaygınlaşmasında rol oynamaktan duydukları mutluluğu dile getirmekte.

***
Caz dünyasından önemli isimlerin katıldığı ve Branford Marsalis ile Joey Calderazzo ikilisinin konseriyle sonlanan basın toplantısında açıklanan program ve 20’inci yıla özel projelerle festivali ağırlayacak yeni mekânlara gelince… Hepsi de kendi çapında oldukça etkileyici.

‘Tünel Şenliği’yle kendini test edip halka ne derece indiğini gözlemleyebilen Caz Festivali’nde dünyaca ünlü sanatçıların yanı sıra sürpriz etkinlikler de mevcut.

İstanbul Modern’de ‘Yeni Mimarlık Programı’, ilk kez İstanbul Caz Festivali’nde gösterilecek olan ‘Türkiye’de Caz Belgeseli’, bu yıl 11’inci kez gerçekleştirilecek olan ‘Genç Caz Konserler Dizisi’ ve Nardis Jazz Club’daki festivale paralel konserler öne çıkanlar.

Ayrıca festival boyunca İKSV Salon’da devam edecek olan ‘European Jazz Club-Avrupa Caz Kulübü’ de önemli bir bölüm. Avrupa Caz Kulübü Geceleri, Türkiye cazının başarılı isimlerini Avrupalı ustalarla özel projelerde buluşturacak.

‘Caz İçin Tuhaf Bir Yer’ konserleri ise bu yıl 12 Temmuz Cuma gecesi yeni bir mekânda hayat bulacak. Bu etkinlik kapsamında, Rahmi M. Koç Müzesi, Kairos 4tet ve Bojan Z’yi ağırlıyacak.

‘Ustalarla Buluşmalar’ bölümünde göze çarpan isim, Lena Chamamyan… İKSV’ye ilk ev sahipliği yapan yer olan Yıldız Sarayı Hasbahçe’de vereceği konserde Klasik Ermeni müziğinin bileşenlerini müziğine yansıtacak.
Festivalin heyecanla beklenen ismine gelince… Şarkıcı ve söz yazarı, John Legend. Cemil Topuzlu Açık Hava Sahnesi’nde, Matraş sponsorluğunda konser verecek olan sanaçtı ‘ilk kez’ İstanbullularla buluşacak.

20’inci yılında hız kesmeden sürdürdüğü faaliyetlerini yeni mekânlarla şehrin farklı köşelerine yayacak olan İstanbul Caz Festivali’nin ruha hitap eden müzik kazanımlarından faydalanmak isteyenler için; biletlerin 26 Nisan Cuma günü saat 10.00’da satışa çıkacağını, Lale Kart üyelerinin 17 Nisan itibariyle bilet alabileceğini ve bilet fiyatlarının 20 ile 400 TL arasında değiştiğini belirterek koyalım noktamızı.
 
Anibal GÜLEROĞLU

www.milliyet.com.tr