‘Korku yalan doğurur’ demiş ünlü yazar Dostoyevski... Gerçek hayatta sürekli deneyimlenen bu sözün kurgu dünyasındaki karşılığıysa ‘Korku gişe doğurur’ olmalı bence. Zira gerek yerli gerekse yabancı sinemada korku senaryolarına yöneliş hız kesmeden sürmekte. Nasıl ki, şiddet yaratıcılığında sınır tanımayan ‘Testere’ serisinin son filminin ardından beyazperdede yerini alan ‘‘Freddy’nin Pizza Dükkanında Beş Gece/Five Nights At Freddy’s’’ de bu yönelişin son örneği.
 
Kısaca ‘FNAF’ olarak adlandırılan filmin temeli, ‘takip-kaçış’ stratejisinin yürütüldüğü, hayatta kalma mantığı üstüne kurulu bir bilgisayar oyunu. İlk çıktığında hikaye yoksunluğundan dolayı eleştiriye uğrayıp tutmayan... Bu eleştirilere karşı oyun yaratıcısının ‘Oyundaki animatronikler lanetli’ diyerek bu lanetin sebebinin oyunda gizli olduğunu belirtmesinin ardından yoğun ilgi gören bir oyun üstelik.
 
 
 
İnsanları iskelet olarak görüp onları bir animatroniğin içine yerleştirmeye çalışan robotları durdurmaya uğraşan gece bekçisinin mücadelesi ve oyundaki sürpriz yumurtalarda gizli olan hikayesiyle bu oyun korku türünde iş yapar mı peki? Korku filmlerinin yapımcısı Blumhouse Productions yapacağını düşünmüş olacak ki, gişede yeni bir fırtına estirmek için bu oyunu kestirmiş gözüne.
 
Gittikçe zorlaşan beş geceden oluşan oyunun korku hikayesini kullanarak, ‘Oyunun korkuya dönüşümü’ olarak nitelendireceğimiz bir tablo yaratan film, yapımcısını da hayal kırıklığına uğratmamış açıkçası. Yurt dışındaki eleştirmenlerden düşük puan almasına karşın, açılış hafta sonunda dünya çapında yüz güldürmüş. Oyundan ve romanlarından kaynaklı meraktan olsa gerek, özellikle gençler arasında büyük bir hayran kitlesine sahip olan film, korku türünde 2023’ün rekorlarını kırarken gişede 130 milyon dolar hasılat elde etmiş.
 
Hal böyleyken Universal Pictures ve Blumhouse Productions’ın en başarılı iş birliği olma yolunda ilerleyen ‘‘Freddy’nin Pizza Dükkanında Beş Gece’’ye bir göz atıp irdelemekte fayda var dedik biz de.
 
 
 
FREDDY’NİN PİZZA DÜKKANINDA HEYECAN DURUMU
 
Korku temasını çekici ve başarılı kılan ana unsur, hayatta kalmak için verilen mücadelenin yarattığı heyecandır. Olaylar tehditkar bir tempoda akıp giderken yaşananların yani olay örgüsünün anlaşılabilir olması da bu heyecanı perçinler. Peki, oyunuyla bu unsurları gözeten ve kendi alanında unutulmaz hale gelen ‘‘Freddy’nin Pizza Dükkanında Beş Gece’’, oyundan uyarlanırken türünün hakkını verebilmiş mi?
 
Bu sorunun cevabını verebilmek için öncelikle oyunu kısaca özetleyelim...
 
Mekan, ‘‘Freddy Fazbear’s Pizza’’isimli dükkan... Gece güvenlik görevlisi olarak çalışan karakter konumunda oynanan oyunda, mekandaki hareketli animatronik robotlara karşı yaşam mücadelesi verilmekte. Olayın kahramanı konumundaki oyuncunun hedefi, animatronikleri kameralardan izleyip onlardan korunmaya çalışarak hayatta kalmak.
 
 
 
Oyunun temel hikayesiyse, gün boyu sebest dolaşan animatronik robotlardan birinin 1987 yılında bir çocuğun kafatasını ısırması ve çocuğun beyninin ön lobunun kopmasına rağmen hayatta kalması. Tabii kayıp çocukları, Phone Guy’ın teorilerini ve Freddy Fazbear, Tavşan Bonnie, Ördek Chicka, Korsan Foxy isimli maskot robotların pis kokulu varlıklarının ardındaki gizemi de unutmamak lazım.
 
Neyse efendim... 2014 yılında Scott Cawthon tarafından yaratılıp özünde kendisinden nefret eden ağabeyi tarafından doğumgününe beş gün kala odasına kilitlenen küçük çocuğun kabuslarının yattığı dokuz ana bölümden oluşan bu oyunda dört tane de yan bölüm bulunmakta... Ki, Scott Cawthon bu bölümleri daha sonra ‘Gümüş Gözler, Anormaller ve 4. Dolap’ adlı romanlardan oluşan üçleme şeklinde korku meraklılarıyla buluşturmuştu.
 
Bu oyunun ve romanların içeriklerin sinema yönüne gelince... Fazbear oyun atmosferi 2021’de Kevin Lewis’in çektiği ‘‘Willy’s Wonderland’’ ve 2022’de Matthew Stacey’nin çektiği Night Five isimli filmlerle sinema uyarlamalarına dönüştü. Kendi çaplarında başarılı oldukları da muhakkak.
 
 
 
Halihazırda beyazperdede olan FNAF’ın son versiyonuysa oyundaki karakterlere ve hikayeye kendinden birşeyler katmayı tercih eden... Atmosferini çok da ürkütücü olmayan biçimde yaratmaya yönelen... Hikayenin korku ve heyecan unsurlarını yeterince hissettiremeyen bir yapım konumunda. 80’li yıllarda terk edilmiş ama sahipleri tarafından bir türlü gözden çıkartılmamış pizzacıdan içeriye adımını atar atmaz kendini çılgın bir atmosferde bulan gece bekçisinin  içeriğe yama gibi duran polis memuru tarafından Freddy, Bonnie, Chicka ve Foxy isimli animatronik robotlarla tanıştırılmasının ardından tüm olayını hayran kitlesi üstüne kurarak ilerleyen film, bu süreçte hayatta kalma çabasını korkudan ziyade ‘muppet show’ kıvamında yansıtıyor seyirciye.
 
 
 
Kaçırılmış kardeşinin travmasından kurtulamamanın sıkıntısını yaşayan gece bekçisi Mike’ın bakıcı bulamadığı için yanında getirdiği küçük kardeş Abby’yi, onu kendileri gibi yapmak isteyen animatroniklerden koruma ve kendini kurtarma macerası yeterli ölçüde gerilim hissettirmiyor ne yazık ki! Mike’ın geçmişine ve aile sorunlarına fazlasıyla odaklanarak olaya derinlik katmaya çalışan yapım, beş gece boyunca hayatta kalabilme olayını ses patlamaları ve müzik efektleriyle korkutucu kılmaya çalışsa dahi nafile. Çok yüzeysel yansıtılan sahnelerdeki korku olayı, korkudan karmaşaya yol alırken, Phone Guy’ın tabiriyle, ‘Çocuk oyuncağı’na dönüşüyor adeta.
 
 
 
SONUÇTA; ‘Testere’ gibi filmlerden alışık olduğumuz sahnelerle oyunu korkuya dönüştürme çabasındaki ‘‘Freddy’nin Pizza Dükkanında Beş Gece’’, sert eleştiri yapıp beğenmeyenlerle sinema salonundan poster kapma yarışına girecek kadar kendilerini filme kaptıran fanatik izleyiciyi karşı karşıya getiren yoruma açık bir yapım. 
 
 
 
Bu yoruma açık tabloda 80’lerde birkaç çocuğun kaybolmasının ardından kapatılan ve güvenlik görevlilerinin uzun süre tutunamadığı pizza dükkanında hayalet çocukların doğaüstü varlıklarını dev robotlara musallat ederek korku yaratmaya mı çalışılıyor yoksa polis aramalarına rağmen bir türlü bulunamayan çocuklar üstünden kara mizah tadında bir nostalji mi yapılıyor? Ortaya karışık bir bilinmezlik.
 
 
 
Bu soruların cevabı, animatronik karakterleriyle kendi yegane artısını yaratan, filmi izleyerek bulunabilir. Ancak gerçek olan bir şey var ki o da, ‘‘Freddy’nin Pizza Dükkanında Beş Gece’’ filmle oyun evreninin aynı olmadığını çok net gösteriyor bizlere.
 
Oyun meraklılarına iyi seyirler derken son söz Shakespeare’den gelsin... ‘Artık iyi olanların değil, iyi oynayanların dünyası burası’.
 
Anibal GÜLEROĞLU