Hayatın içinden  gerçek bir hikaye aktaracağım… Bizim Hasan ve bizim Ermeni Şabbaz Usta’nın hikayesini… “Bu işin ırkı, sağı solu yok! İnsan insan olsun, ben hayatımı bir Ermeni’ye borçluyum” diyor uzaklara dalarak…

1957 yılının Eylül ayında  minicik bir bebek Hasan  daha 3 aylık. O tarihte Ankara Bentderesi’nde ikamet eden ailesiyle birlikte büyük bir felaketle karşılaşır. Bebekmiş o zamanlar, fakat  şimdi koca adam olmuş karşımda anlatıyor olanı biteni… Ona da  büyükleri anne ve  babası anlatmış.

“Helikopterlerden bağırıyorlardı, yükseklere çıkın sel geliyor yükseklere çıkın!” Ankara’nın ortasında çoğu yüzme bilmeyen çok sayıda insan sel sularına kapılarak hayatını kaybetmiş.  Aniden yükselen sel suları  üç aylık Hasan bebeği de almış… Aile feryat figan içinde bağırırken;  Şabbaz Usta aniden  suya atlamş ve azgın suların pençesinden  minik bebek Hasan’ı kurtarmış…

Şabbaz Usta evlere tadilat yapan, kendi halinde yaşayan,  Ermeni bir komşudur.



Hasan hayatını bu Ermeni Şabbaz Ustaya borçludur…

Aile hemen akabinde Bentderesi’ndeki evlerini terk eder ve Ankara’nın “Kesikbaş” olarak adlandırılan mahallesine taşınır. “Kesikbaş” ismi ise; karısının başını keserek öldüren bir adamın bu caniliğinden ismini almış. Kimse o mahallede oturmak istemiyormuş o zamanlar… Hele hele o caninin evinde… Fakat, Hasan’ın ailesinin o garibanlık ve yokluk dolu günlerinde gücü ancak o evi almaya yetmiş. Yani Kesikbaş cinayetinin işlendiği evi… Ev yüksekte bir yerde olduğu için, sel felaketinden kurtulan aile, günün şartlarında yukarı tükürsen bıyık, aşağı tükürsen sakal misali bu evde oturmaya  mecbur kalmış…
Hasan büyüyecek, ülkücü olacak, Türklüğü savunacak, bu uğurda mücadele edecektir… kendi alanında oldukça iyi işler yapan, varlıklı bir  işadamı  olacaktır…

Bugün geçmişini anlatıyor bana…gözleri dolu dolu…  Durumunu düzelttikten sonra gitmiş aramış oralarda Şabbaz Usta’yı ama bulamamış.. 12 Eylül döneminin ardından gerçekle yüzleşmiş.  Acı bir gerçekle üstelik. “Komünist “ dediği ve çarpıştığı adamlar aslında vatansevermiş, aslında aynı amaç için çırpınır dururlarmış. Ve 2015 ilkbaharında Şabbaz Ustayı hatırlıyor, ailesinin O’na anlattıklarını, o melek gibi Ermeni’yi…

“Afedersiniz Ermeni” diyen cumhurbaşkanına ise; “Bir cumhurbaşkanına böyle sözler hiç ama hiç yakışmıyor!” diyerek tepki gösteriyor.

Kardeşin kardeşe düşmesinde çıkarı olanlara prim vermeden bugün sadece insan olalım. “Afedersiniz ak kara” demeyelim. Sadece insan olalım.

Seray DEREN- Hür Kalem