Hayat boyu kanın rengini kırmızı bilirdim, meğer beyaz kanlı yaratıklar da varmış. Bir belgesel izliyorum ara sıra da haberlere göz atıyorum. Anlatayım.
Emekli milletvekili maaşı 7.500 lira olmuş, al işte haberi izleyince kadına gülmeyi yasaklayan  ağlakçı vaiz geldi aklıma:"3 gün konuşur, 4. gün unuturlar yapalım bu zammı!" demişti! Haberler seriye bağlamış kendini, akıyor da akıyor. Asgari ücretlinin maaşından  63 lira vergi  kesilecekmiş.  Asgari! Yani en az maaş alan. Daha neyin vergisi be yaratık?  Seri itiraflar da geliyor:İktidarın formülü halkı borçlandırmakmış. AKP Grup Başkanvekili Mahir Ünal, AKP’nin girdiği her seçimden nasıl zaferle çıktığının formülünü canlı yayında anlatmış;halkın yine kendilerini tercih edeceğini,  çünkü konut kredisi, otomobil kredisi gibi bir çok yolla borçlandığını ve bu nedenle de seçmenlerin 'istikrar için' yine AKP'yi tercih edeceğini savunmuş! Ula ak yaratık niye la halk aptal mı? Borçsuz yaşamayı sevmiyor mu?Borçsuzluk da bi seçim değil mi? Borçlu istikrar da neyin nesi?
Sıkıldım, döndüm belgesele; beyaz kanla seriye bağladık… kansızlık başka şey, kansız başka anladık  da, bu beyaz kan  neyin nesiymiş? Kırmızı hücreler soğukla baş edemiyor,  bu yaratık; özel bir protein salgılayarak hayatta kalıyormuş. Milyonlarca yıl içinde kendi antifrizini üretmiş!  Vay be ne yaratıklar var ha? Deyim yerindeyse döneklik türünün son örneği. Hayatta kalmak için kanını değiştirmiş, kendini dönüştürmüş.  Yaratığa bak!  
Araya reklam girdi yine haberlere zıpladım. CHP'den  AKP'ye geçen  Savcı Sayan:“Makam mevki uğruna dava arkadaşlarımı satmam” demiş…Akp Düzce'den milletvekili adayı olan başörtülü aday listeye giremeyince tüm Düzce halkına “şerefsiz” demiş, ele düm düüüük, yüzüne! Yolsuzluğa “Günah işleme özgürlüğü” diyen vekil yeniden aday gösterilmiş... Şarkıcı Uğur Işılak  milletvekili adayı olmuş:”Her kadının içinde erkeğin kölesi olma isteği vardır” diyormuş, o şimdi siyasetle falan uğraşacak bari bestesini ben yapayım: “Vay  dombır vay! Dombır dombır dombırlAK, uğur lak lak lak,  döndü fırıldak, al sana  ışıldAK,   köle ruhlu ışıldAK!”
Okyanusun dibindeki yaratıklara geri döneyim. Kansız. Beyaz kanlı. Belgesel izlerken gördüm onu. Pörtlek pörtlek gözleri  var, timsaha benziyor.  Sık sık reklam veriyor,  bal satıyor belgesel kanalı…  Biz yine haberdeyiz.
Cengiz İnşaat Akkuyu Nükleer İhalesini almış. Hani şu ''milletin a... koyacaz'' diyen adam.   Biz; Japonya’daki nükleer faciasına Japonların bile çözüm bulamadığını bilirken, Japonya’dan çıkan radyasyonun Kanada’ya ulaştığını öğrenirken;  bu ihale neyin nesidir? Yok arkadaş biz bu ülkede güneş, rüzgar varken nükleerin taaa orasına burasına  karşı birlik oluruz, bu böyle biline!
Grup Yorum'un 'Bağımsız Türkiye' isimli konseri İstanbul Valiliğince yasaklanmış. Gerekçe ise “olumsuz tesir eder” olmuş. Nasıl yani? Seçimlere mi, yoksa Bağımsız Türkiye ismi  bağımlı kafalara mı?  Keşke o “milletin a… koyacağız” diyen yaratığın olumsuz tesirlerini susturaydınız?  Desem çok mu alınırsınız? Tamam tamam geçiyorum,  reklam arası uzun olunca aklıma geldi; Ak belediyelere lale satan  laleci de  ak listelere girememiş. Almış anasının lalesini tıpış tıpış gitmiş… reklamlar ballı hala…  
Şöyle bir gazetelere bakıyorum: Ülkemize ölümden kaçmak  için gelen zavallı Suriyeli kadınlar? Türkiye’de; 372bin Suriyeli kadının ikinci eş olarak alındığını, 5000TL’ye satıldığını  yabancı bir gazeteden  okuyoruz! İçler acısı! Alan da satan da şerefsizin önde gideni desem, kim bana dava açar ki? Kendini ele vermiş olacaktır… Evet evet diyorum işte o kadar!  “IŞİD saldırılarında 10 binden fazla Ezidi öldü. Geçen yaz kaçırılan çoğunluğu kadın ve çocuk 5700 Ezidi’den hala haber alınamıyor”, ”Işid Anbar bölgesinde 60 kişiyi infaz etti!”  Bütün bunlar olurken artık sıradanlaşan bir haber gibi mi  geliyor kulaklarınıza?  Düşünün biraz, ruhsuzlaştık mı, onlar mı ruhsuzdu?  Bu barbarlar  nereden çıktı, nerede yaşamışlar bunca yıl,  birden bire mi ortaya  çıktılar,  kim besledi bunları kim?
Haber okumak yoruyor insanı,  hah  tamam başladı bizim belgesel. Okyanusun derinliklerinde, Antartika’nın buzları  altında yaşıyor. Kanı kırmızı olmadığı için çok çabuk yoruluyor, oksijensiz kalmamak için sık sık dinleniyor, öyle uzun uzadıya yüzemiyor.   Fakat yaşıyor.  10-14 milyon yıl sürmüş bu değişimi ve şimdi küresel iklim değişiklikleri onu etkileyecek mi? Bilim adamları bunu araştırıyor… Anlatılan buz balığıydı.
Biz acayip seriye bağladık. Paralel devreler bitti, sırada seri devreler var. İleri ülkeler; buz balığının geleceğini düşünüyor. Biz ise; bir çamur deryasında debelenip duruyoruz… Sahtecilik bölümünün başına sahte diplomalı  yaratıkların  getirildiği Tübitak’ın;  beğenmediği lise öğrencisi İlayda Şamilgil’in projesi 70’e yakın ülkeden 5 bin fizik projesini geçerek dünya birincisi oldu. Sakalı yüzünden, aşağılanan öğretmen kalpten öldü.  En badem bıyıklı biri bıyığı yüzünden rektör oldu. Metin Feyzioğlu Yalova valisine dava açtı. Özal’a otopsi yapamayanlar Atatürk için otopsi istedi…Elektrik, sosyal medya kesintileri, yasAKlar ülkesi… Madem her şey yasak, FAKİRLİĞİ DE YASAKLAYIN be annem!  derken hop bi de baktık Bozdağ: “Barolar  Birliği ve CHP kapatılsın” diyerek seri adalet dağıttı.
 
Belgeselin sonuna geldik, çok uykum var,  ama uyutulmayalı yıllar oldu…   Buz balığı olup, okyanusun dibinde yaşayasım var… Gökyüzü hepimizin, topraklarımız başka başka olsa da; yeryüzü hepimizin. Aynı pencereden bakarken, farklı manzaralar görsek de, aynı havayı solurken, farklı bedenlerde olsak da, renklerimiz başka başka olsa da;  can cana dostluk hepimizin. Bu dünya bizim,  gerisi boş. 
Seray DEREN- Hür Kalem