“Sanat aynı zamanda zihinsel antrenman, konsantrasyon ve süreklilik gerektiren uzun bir koşudur”

Hülya Küpçüoğlu’nun 2012-2013 yılları arasında yaptığı yeni çalışmalardan oluşan “Serbest Koşu” isimli sergisi 17 Eylül’de Pinelo Gallery’de açıldı. Sergiye ve son dönem çalışmalarına dair söyleştik.


Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Resim Bölümü mezunu olan Küpçüoğlu, 1993-2007 yılları arasında konstrüktivist anlayışla resim, kolaj ve üç boyutlu çalışmalar yaptı. 2000’li yıllar sürecinde video ve mail art sergileri düzenleyen sanatçı, bu süreçte popüler kültür ile ilgilenmeye, farklı teknik ve yaklaşımda resimler denemeye başladı. 2007’den itibaren tamamen popüler kültüre yöneldi ve özellikle Türk Film starlarının portreleri ve film sahneleri ile ilgili resimler yaptı. Bunun yanı sıra güncel popüler olaylara yönelik de çalışmalar gerçekleştiren Küpçüoğlu, İstanbul’da yaşıyor ve çalışıyor.



Hülya Küpçüoğlu’nun “Serbest Koşu” adlı yeni sergisi tek bir tema çerçevesinde toplanmıyor. Sanatçının zihninde yer eden, iz bırakan ve onu harekete yönelten güncel ya da kişisel olaylara, farklı fikir ve temalara gönderme yapıyor. Özgürce yaklaştığı konular, teknik bir bütünlük içinde yer alıyor. 


 
Zeliha Demirel: Sevgili Hülya Küpçüoğlu öncelikle kutluyorum. Önceki çalışmalarınızdan farklı bir sergi ile karşı karşıyayız. Resimlerin adlandırma ve anlamlandırmaları bağlamında da güncel olana yakın bir duraktayız gibi. Serginin oluşumundan bahseder misiniz?
 
Hülya Küpçüoğlu: Sergi, geçen yıldan bu yana yaptığım eserlerden oluşuyor. Çok farklı konulara temas eden bir sergi. Güncel olaylara da değiniyor, kendi özel yaşantımdan alıntıladığım şeyler de var. Ama teknik birlik içinde ve farklı temalar… Bu sergi ile birlikte kendimi daha özgür hissettim… Çünkü içimden geldiği gibi hareket ettim. Yanlış anlaşılmasın diğer sergilerimde özgür hissetmedim ya da içimden gelmemişti demek istemiyorum. Önceki resimlerimi de içimden gelerek yaptım sadece bu serginin farklı temalardan oluşmasından dolayı hissettiğim duyguyu tarif etmeye çalışıyordum.
 
Zeliha Demirel: Yeşilçam hepimizin hayatında önemli olduğu gibi sizin de önceki çalışmalarınızın önemli bir bölümünü oluşturuyordu. Yeşilçam’a konu olarak artık değinmeyecek misiniz?
 
Hülya Küpçüoğlu: Önceki sergilerimde ağırlıkta Yeşilçam portreleri ve film sahneleri vardı. Aslında hala Yeşilçam’la ilgili sergilenmemiş resimlerim var. Yeşilçam konu olarak bitmez ben de devam ediyorum zaten ancak yakın zamanda İstanbul’da Yeşilçam’la ilgili bir sergi yapmayı planlamıyorum. Sadece karma sergilerde sunabilirim bir de İstanbul dışında…
 
Zeliha Demirel: Buradan sinema resim ilişkisine geçecek olursak, sinema ve bu son serginiz arasında bağlantılar elbette var; “Kuşlar” diyeceğim önce, sonrasında?..
 
Hülya Küpçüoğlu: Önceki sergilerle bu serginin arasında bağlantılar var. Popüler kişilerden güncel popüler olaylara geçiş var ve bu bağlamda bağlantılar söz konusu elbette. Aslında öz konudan çok uzaklaştığımı düşünmüyorum sadece güncel popüler olaylar çerçevesinde konular ve kompozisyonlar daha özgün bir hal aldı. Ancak elbette mesela ‘Kuşlar’ adlı resimlerimde sinemaya da bir gönderme söz konusu…
 
Zeliha Demirel: Popüler kişilerden, güncel popüler olaylara geçiş birdenbire mi oldu, yoksa sert bir bir atlayış mı?
 
Hülya Küpçüoğlu: Bu sergi ile birlikte birden bire kesilmiş bir konu yok aslında çünkü 2012’de Ankara’da yaptığım kişisel sergide zaten bu yaklaşımımın ipuçlarını vermiştim. Direkt bir geçişten ziyade yumuşak bir geçiş var diyebiliriz…
 
Zeliha Demirel: Resimlerin adlandırmalarından  devam edecek olursak “Biber gazı”, “Sansür”, “Nazar” … doğrudan içinden geçtiğimiz döneme ait, duyumsamaların, dışavurumu, izdüşümü gibi… Sergideki farklı temaları biraz açabilir misiniz?
 
Hülya Küpçüoğlu: Sergide yer alan farklı temaların içinde mesela ‘kuşlar’ serisinden 2 resim var. Bu resimler hem Alfred Hitchcock’un ‘Birds’ filmine gönderme olduğu gibi, kendi yaşantımla da ilişkisi var. Ya da mesela Sergide bazı arkadaşlar sandı ki, ‘Biber Gazı’ resmini yeni yaptım. Halbuki ‘Biber Gazı’ adlı resmi aslında ben 2012 yaz aylarında yaptım ve o zaman şimdi ki kadar gündemde değildi. Biber Gazı sadece Türkiye’de değil dünyada da kullanılıyor ve dikkatimi çekmişti. Ya da yeşil alanlar zaten hep gündemde olan bir konu ve konu ile ilgili geçen yaz aylarında yaptığım resimler vardı. Bunlar sonraki gündemle de kesişti… Yoksa özellikle her resimde şu olay ya da bu olay diye yola çıkmadım.
 
Zeliha Demirel: Kuşlarla ilgili bir de “Kötü” adlı video çalışmanız var. Video sanatıyla ilginizden bahseder misiniz?
 
Hülya Küpçüoğlu: Hemen her kişisel sergime bir video çalışması mutlaka koyarım. Bu sergide de ‘Kötü’ adını taşıyan bir video işim var. Belki resimlerde daha genel bir anlatım söz konusu ama sanırım videoda az önce bahsettiğim kuşlarla ilgili kişisel yan daha çok hissediliyor. Kuşlar tabii burada bir sembol… Video sanatına ilgim 2005 yılında başladı. Yurt içi ya da yurt dışında katıldığım video art sergileri var ve arada video sergileri düzenledim ya da bazı etkinlikler için video seçkileri de yaptım.
 
 
Zeliha DEMİREL