Beş Kardeş’in komedisini yaza saklayarak olumlu bir iş yapan Kanal D belli ki bir kez daha ‘yaz güneşi’ parlatmaya niyetlenmiş!
Bunu nereden mi anladık? Tabii ki yaz için düşünülen projenin isminden. Yaz boşluğunda devreye soktuğu ‘Güneşi Beklerken’den tatmin edici bir verimlilik sağlayan Kanal D’nin, yaz dizilerinden biri Güneş’in Kızları olacakmış.
Güneş’in Kızları’nın bana hatırlattığı ilk şey, Corban Addison imzalı ‘Güneşin Kızları’ romanı oldu! Tsunami sonucu kasabaları yok olan iki kız kardeşin Hindistan’daki yaşam mücadelesini anlatan harika bir kitaptı.
Şimdi bu romanın adı, bir yaz dizine verilmiş. Hadi hayırlısı. Ekrandaki ‘kara’ merakının ardından demek ki yeni trendimiz ‘Güneş’… Bu trendin ortaya çıkartacağı gelişim nasıl olur bilemem. Ama Güneş’in Kızları dizisiyle ilgili ön bilgilerine dayanarak bu yeni yapımın, takipçilerini kıran aşk sansasyonları neticesinde yara alıp en kestirmesinden bir finalle apar topar ekrandan çekilen ‘Güneşi Beklerken’ dizisinin havasını solutacağını söyleyebilirim. Baksanıza, daha şimdiden benzeşmeler peş peşe çarpıyor gözümüze.
 
ESKİ ‘GÜNEŞ’ SİSTEMİNDEN YENİ ‘GÜNEŞ’ SİSTEMİNE, YARATICILIK BUDUR İŞTE!
Kıyaslama yapmak için erken bile olsa… Bir kere her iki yapımda da hikâyenin odak noktası sürpriz patlamalara gebe ‘Güneş’in kendisi…
Gerçi ‘Güneşi Beklerken’in çalkantılardan yara alan senaryosu, her ne kadar onca gizemle izleyiciyi büyük beklentiye sokan ‘Güneş’ olayını tam oturtamamış olsa dahi, neticede bu karakterin başına gelenlere odaklanarak arka planı doldurmuştu bölümler boyu. Yani tıpkı Güneş sisteminde olduğu gibi olaylar, Güneş’in merkezde olduğu bir döngüyle gelişmişti.
Geçmişin Güneş’ini bırakıp geleceğinkine baktığımızda… Kanal D’nin Süreç Film imzalı yeni yaz dizisi Güneş’in Kızları’nın da sürprizler vaat eden öyküsünü bu mantık çerçevesinde kuracağı besbelli.
Umalım da yeni Güneş’imizin karakter öyküsü daha tatmin edici bir yol haritasına sahip olsun ve gizemlere meraklı izleyicisini yarı yolda bırakmasın.
İsimden yana bu çakışmanın ötesinde Güneş’in Kızları’yla ilgili bir diğer dikkat çekici detay, Emre Kınay’ın kadrodaki varlığı… Daha doğrusu oyuncu kimliğine biçilen rol kaftanı!
Doğruyu söylemek gerekirse, şu an için karakterin özellikleri bana biraz klişe geldi. Sonrası, izleyeceklerimize bağlı tabii… Ancak aynı oyuncuyu benzer türde işlerde kullanıp sürekli aynı vasıflarla donatmak da hoş olmuyor açıkçası.
‘Güneşi Beklerken’de de rol alan Kınay, çekimlerine yakında başlanacak olan dizide bir edebiyat öğretmenini canlandıracakmış. Üç de kızı olacakmış.
Emre Kınay sevdi bu öğretmenliği ve kız babalığını anlaşılan. ‘Güneşi Beklerken’de de kız babası bir öğretmendi… Orada beden eğitimi öğretmeni Cihan olarak karşımıza çıkmıştı. Bütün çabası mesleğini yapmaktan ziyade kızlarının hayatlarını düzene sokmaya, aralarını bulmaya yönelikti. Buradaysa, edebiyat öğretmeni kimliğiyle üç kızının yaşama tutunmasını sağlamak için uğraşacakmış. Ne güzeeel…
Dizicilerin Emre Kınay’ı sorunlarla boğuşan ‘kız babası’ yapma tutkusu aslında yeni bir şey değil. Şöyle biraz daha eskilere 2006’ya gidecek olursak, orada da ‘İki Aile’ dizisi çarpıyor gözümüze. Emre Kınay’ın aynı kıvamda yer bulduğunu rahatlıkla görebiliriz. Zira İclal Aydın ile başrolü paylaştığı yapımda yine ‘üç kız’ babası durumundaydı. Canlandırdığı Oğuz karakteri de, kızlarının yani ‘Merve, Ceren, Damla’nın sorunlarıyla cebelleşiyordu.
Şimdi bu kabataslak benzeşmeleri değerlendirdiğimizde önsezimiz Güneş’in Kızları’nın ‘karma’ dizi niteliğinde olacağı yönünde! Yani bir anlamda yaz sıcağını kızıştırmaya heveslenen Güneş’in Kızları, ‘Güneşi Beklerken’ ve ‘İki Aile’ dizilerinin karışımında bir iş tadında gelecek karşımıza.
Benzeşmeler olsun, olsun da… İster misiniz Güneş’in Kızları benzeşme işini daha da ileriye taşıyıp Emre Kınay’ın yeni dizisindeki kızlarının isimlerini de Merve, Ceren, Damla koysun? Bunlar eskide kaldı diye düşünülerek, en popülerinden Zeynep veya Hande de tercih edilebilir. Bir bakmışsınız Melis veya Yağmur bile yer bulabilir Güneş’in Kızları’nın arasında.
Nihayetinde ‘Güneş’ ve gençlik dizisi kavramları işin içinde olduktan sonra, izleyiciyi çekebilecek ne varsa kullanmak geçer akçe. Eski Güneş sisteminden yeni Güneş sistemine, yaratıcılık budur işte!
Son söz: Güneş’in Kızları yazın parlayacak mı? Yeterince hoşa gidebilecek mi? Bunu hep birlikte göreceğiz. Ancak mazideki hüsranlara bakıp peşinen hatırlatayım… ‘Güneş’in nimetlerinden faydalanmak istenirken parlamak yerine, çabucak kavrulma tehlikesi de var hesapta. Bu hakikate özen göstererek ‘Güneş’iniz bol olsun diyorum.
 
Anibal GÜLEROĞLU
www.sinematur.com