Sergi, ismini Ursula K. Le Guin’in yazar Borges’i anlatırken kullandığı “gerçekte olmayan şeylerin zihinsel temsilleri” tanımlamasından alıyor: “Borges'in kendi şiirleri ve hikâyeleri; aynalara, kütüphanelere, labirentlere, çatallanan yollara dair imgeleri; kaplanlara, nehirlere, kumlara, gizemlere, değişimlere dair kitapları her yerde saygı görüyor, çünkü güzeller, çünkü besleyiciler ve çünkü kelimelerin en kadim, en acil işlevini yerine getiriyorlar: Bizim için "gerçekte olmayan şeylerin zihinsel temsillerini" oluşturuyorlar, böylece biz de nasıl bir dünyada yaşadığımıza ve bu dünyada nereye gidiyor olabileceğimize, neleri kutlayabileceğimize ve nelerden korkmamız gerektiğine dair bir yargıda bulunabiliyoruz.”
Gerçekte Olmayan Şeylerin Zihinsel Tahayyülleri, edebiyattaki büyülü gerçekçiliğe yakın üretimleri odağına alarak, mekân, zaman, beden, cinsiyet açılarından “kurmaca” bir atmosferin olasılıklarını arıyor. Doğa biliminin bir nesnesi olarak tesis edilemeyen bir dünyanın, yeni gerçeklikleri yaratmadaki ifadelerinin görsel kaydını tutuyor. Nergis Abıyeva ve Uras Kızıl, Gerçekte Olmayan Şeylerin Zihinsel Tahayyülleri sergisinde, heteronormatif düzene karşı tanımlanamaz olanı öne çıkararak izleyiciyi kadın-erkek, zihin-beden, doğa-kültür, gerçek-hayali, dilsel-görsel ayrımlarını yeniden düşünmeye davet ediyor.
Editör: TE Bilisim