Çubuklu Silolar'da çocuklara atölyeler... Çubuklu Silolar'da çocuklara atölyeler...
Gerçekte Olmayan Şeylerin Zihinsel Tahayyüllerigerçekle gerçek olmayan arasındaki hudutta, gerçek olmayana, yani “şimdi ve burada” deneyimlemediğimiz için gerçek olmadığı kabul edilen spekülatif gerçekliğe yakın üretimleri odağına alıyor. Birbirinden farklı veçheleri olsa da birbirleriyle ilişkilenebilen çalışmaları bir şemsiyenin altında toplama denemesi olan sergiverili gerçeklik algısındaki değişimle ilişkili. Söz konusu gerçeklik, “gerçek” olarak kabul edilenin yeniden ‘bedenlenebileceğine’ dair varsayımlara dayanıyor. Gerçekte Olmayan Şeylerin Zihinsel Tahayyülleri, hümanizmin insan-merkezli düşünce biçiminin ya da Aydınlanma’nın insan aklına duyduğu sarsılmaz inancının ardından, 21. yüzyılda ortaya koyulan insan sonrası (post-human) ve yeni materyalizm gibi, farklı olasılıklara sevk eden düşünce biçimlerinin bir uzantısı.

Sergiismini Ursula K. Le Guin’in yazar Borges’i anlatırken kullandığı “gerçekte olmayan şeylerin zihinsel temsilleri” tanımlamasından alıyor: Borges'in kendi şiirleri ve hikâyeleri; aynalara, kütüphanelere, labirentlere, çatallanan yollara dair imgeleri; kaplanlara, nehirlere, kumlara, gizemlere, değişimlere dair kitapları her yerde saygı görüyor, çünkü güzeller, çünkü besleyiciler ve çünkü kelimelerin en kadim, en acil işlevini yerine getiriyorlar: Bizim için "gerçekte olmayan şeylerin zihinsel temsillerini" oluşturuyorlar, böylece biz de nasıl bir dünyada yaşadığımıza ve bu dünyada nereye gidiyor olabileceğimize, neleri kutlayabileceğimize ve nelerden korkmamız gerektiğine dair bir yargıda bulunabiliyoruz.”

Gerçekte Olmayan Şeylerin Zihinsel Tahayyülleri, edebiyattaki büyülü gerçekçiliğe yakın üretimleri odağına alarak, mekân, zaman, beden, cinsiyet açılarından kurmaca” bir atmosferin olasılıklarını arıyor. Doğa biliminin bir nesnesi olarak tesis edilemeyen bir dünyanın, yeni gerçeklikleri yaratmadaki ifadelerinin görsel kaydını tutuyor. Nergis Abıyeva ve Uras KızılGerçekte Olmayan Şeylerin Zihinsel Tahayyülleri sergisinde, heteronormatif düzene karşı tanımlanamaz olanı öne çıkararak izleyiciyi kadın-erkek, zihin-beden, doğa-kültür, gerçek-hayali, dilsel-görsel ayrımlarını yeniden düşünmeye davet ediyor.

 
Editör: TE Bilisim