PARALEL İNSANLAR

Paralel devlet, paralel yapı, paralel örgüt gündemde. Oysa paralel insanların olduğu heryerde paralel yapılanmalarda olur. Ötekileştirme algısı, paralel insanları da şekillendirir.
 
 
Ya kahramanımız var, ya hainimiz.
Ya aşık oluyor, ya nefret ediyoruz. Ya mal mülk, debdebe, tantana, lüks içindeyiz.
Aşk ve nefret, siyah ile beyaz, gece ile gündüz, yaz ile kış arasında salınıp duruyoruz.
Nefretimizin hemen çizgisinde aşkımız duruyor.
Ya aşkımızı abartarak boca ediyoruz olur olmaz orta yere, ya kin kusuyoruz.
Ya düşman var bizim için ya da gözümüzü kapatıp kollarına atılacağımız dost.
Ya karanlıktayız sonsuza kadar, ya da gözlerimiz kamaşıyor aydınlıktan.
Ya donuyoruz ya yanıyoruz. Ara renkler, ara duygular, ara tonlar yok dünyamızda.
 
Ya kısayız ya uzun.
Kimimiz susmasını bilmiyor, kimimiz ağzını açmaz.
 
Kimimiz havadan nem kapacak kadar hassaslaştırmış almaçlarını, kimisinin ise kulak zarında katır yükü kadar nasır var.
 
Renklerden siyah ile beyazımız var. Ara renkleri kovmuşuz memleketten.
Muhteşem kahramanlar yaratıyoruz. Sonra foyası ortaya çıkınca onu nefret odağı yapıyoruz.
 
Mevsimlerden baharı hiç tanımıyoruz. Ya yazın kavurucu sıcaklığında çöl iklimindeyiz, ya da her şeyimize karlar yağdırıp kışın dondurucu soğuğunda tüketiyoruz kendimizi.
 
Görüntümüz konusunda da böyleyiz. Ya dev aynasında burnumuzdan kıl aldırmayacak kadar tepelerde pervaz ediyoruz, ya da kompleks, eksiklik, geri kalmışlık şarkısı söylüyor ya da öncekileri suçlamalarla geveliyoruz...
 
Denge denen kavramdan o kadar uzaktayız ki. Salıncak bizi hep tepelere çıkarıyor, yere yakın, ortaya yakın, mantığa yakın olmaya alışık değiliz. Hatta rahatsız oluyoruz. Reddediyoruz refleks olarak.
 
Hergün renk değiştirip, Acaba bu şu mudur diye telkinde bulunuyoruz topluma.
 
Kahramanlık tanımımızla, hainlik kavramı bitişik nizam yükseliyor dimağlarımızda. Hatta bir gecede bile birinden diğerine geçebiliyoruz. Bu şekil bir toplumuz nedense.
 
Elbette değil.
 
 
Bölenler böldürenler, hak yiyen hak yedirenler, haksızlık yapan haksızlığa neden olanlar cezasız kalırsa, toplumdaki dengesizlik artar, huzur ve güven kaybolur.
 
Nurullah AYDIN
11 Nisan 2014-ANKARA