Bir zamanlar; bizler okula, babalarımız işe giderken, annelerimiz çok tedirgindi, eve döndüğümüzde onlar şükreder, biz güvende olduğumuz evimizde soframıza rahatlıkla otururduk. Babalarımızın helal kazancını yerken, lokmalar boğazımıza dizilmezdi. Onlar ajansı izlerken, bizler umutla gelecek hayalleri kurardık…
Kimimiz asker olacak, kimimiz okulu bitirecek, kimimiz işe girecek sonra evlenip ev yuva sahibi olacaktık… Bir de ev aldık mı tamamdı… Aklımız kesmiyordu, evim olsun dağ başında olsun diyorduk, bilmiyorduk ki huzur evde barkta, malda mülkte değil… Yıllar geçti, muhasebesindeyim yıllarımın…
"Orada patlama olmuş, iyi misiniz?" diye yakınlarımıaramaktan, tanıdığım bildiğim herkes için tedirgin olmaktan öyle yoruldum ki… Keşke tüm tanıdıklarım dostlarım hepimiz aynı yerde olsaydık… Ama hayat işte hepimizi almış başka başka yerlere savurmuş.
Son olarak Bursa’da patladı canlı bomba. Yaralılara acil şifalar diliyorum. Canlı bomba hariç ölen yok…şimdilik.. Kim bilir bu yazı yayına girene kadar nerede neler olacak? Hemen aradım Bursa’daki arkadaşlarımı… meraktayım, Ali açmıyordu, telefon birkaç kez çaldı açılmasa kalpten gidecektim… Şükürler olsun ki sonunda açtı… O “Alo” sesini duymak insanı nasıl da rahatlatıyor… O ana kadar, hep en kötüsü geliyor insanın aklına, ya ona brişey olduysa? Bir karanlık var o saniyelerde öyle bir karanlık ki, sanki yıllarca zindanda kalmışsınız gibi… Bir zamanlar annelerimizin içinde olduğu zindanlar bunlarmış demek ki.. Yaş aldıkça anlıyor insan… “Sence kim yaptı bunu Ali?” diyorum o zindandan çıkar çıkmaz ilk aklıma gelen soru bu oluyor… Ali:”Canlı bomba kesinIşid’li, 25 yaşında bir genç kadının donu böyle olmaz, bu kesin IŞİD’li fotoğraf paylaştım görmedin mi?” dedi. “YokAlicim bakmadım paylaşımlara, haberi alır almaz aradım, sesini duyduğuma sevindim, sonra görüşürüz” diyerek kapattım telefonu… Don ile tespit ilginçti gülümsetti o acının arasında Ali beni… ve diğer dostları akrabaları sordum soruşturdum, şükürler olsun tanıdığım kimseye bir şey olmamıştı… Dedim ya muhasebesindeyim yılların diye, tanıdıklarıma bir şey olmamış şükürler olsun derken, tanımadıklarım düşüyor yüreğime acı acı… Tanımadığım binlerce ölen…
Yaşamım boyunca tanık olduğum; tanımadığım binlerce ölüm… Zamansız yürek paralayan, gencecik fidanların yitip gittiği, kimi bedenen yaralı, kimi yürekten yaralı binlerce insan… Dünyanın bir çok yerinde ayaz ölümler, göçmenler, can derdinde mülteciler, nişanlı çiftler, canlar cananlar, balıklar, ormanlar kuşlar… insan eliyle gelen sebepsiz ölümler… Muhasebesindeyim ölümlerin… Hangi öldürmek daha iyi? Hangi ölmek daha iyi? Hesapsız kitapsız bu ölümler… Yılların hesabı zor… İçinde olduğum yılın değil, son günlerin yığınağı kucak dolusu ölüm… kucak dolusu skandal…
Cami içinde Akp siyaset yapar,
Cami içinde Pkk silah bakımı yapar,
Cami avlusunda Işid canlı bomba patlatır,
Camide şehitlere son dua okunur,
Ne garip oldu bu ölümler?“Seni başkan yaptırmayacağız”dedikçe onlar, satranç oynuyor bunlar… Şahlar şahbaz, matlar kumarbaz… Bitmiyor fitneler… Bitmiyor skandallar… Hem Müslüman, hem Laik olunmaz diyenler; Hem Müslüman, hem hırsız, hem tecavüzcü, hem kumarbaz olunca bitiyor mu bu ölümler? Adın kahraman, zihniyetin kara-man, uzak dur anayasamdan, uzak dur yıllarımdan, gençliğimden geleceğimden… Uzak dur aman! Uzak! Bil ki bu ölümler sana da tuzak, bana da! Yaz o kara kafana:Türkiye Laiktir, Laik Kalacak…