Davalara tepki eyleminde Deniz Kurmay Albay Faruk Doğan’ın gönderdiği mektup eşi Dilek doğan tarafından okundu.
İşte SESSİZ ÇIĞLIK tarafından okunan mektup:
”SESSİZ ÇIĞLIK ” diye bir şey duydunuz mu?
Pazar gazetenizin sadece magazin haberlerini okuyorsanız, hele birde gazetenizin amacı ,tarafı malum fazla tirajlı veya boya küpü gazetelerden biriyse, büyük ihtimalle duymamışsınızdır.
Bir cumartesi öğlen vakti, yaşadığınız şehrin bir yerinde ellerinde fotoğraf ve pankartlarla sessizce ,vakarla bekleyen kalabalığa yaklaşıp ,”’ burada ne yapıyorsunuz? ”’ diye sormadıysanız, ya da cumartesi akşamı bir değişiklik yapıp, haberleri ”Ulusal Kanal ”da izlemediyseniz, görmemişsinizdir de.
İstanbul’da Beşiktaş, Ankara’da, Sakarya, İzmir’de Gündoğdu,Bursa’da Atatürk Anıtı, Antalya’da Saat Kulesi ve Gölcük’de Anıt meydanında ,cumartesi öğlenleri bir avuç insan ,yiten adaleti arar dururlar sessizce.
İFTİRALARLA suçlanıp, ADALETSİZCE yargılanarak, VİCDANSIZCA zindanlarda tutulan , ATATÜRK’ çü asker, aydın, bilim adamı, gazeteci ve ülkenin yetiştirdiği bir çok değerli insanın anası, babası, eşi, kardeşi, oğlu, kızı, korkusuz bir kaç arkadaşı ve az sayıda bilinçli vatansever, orada sabırla gözlerinizi ve aklınızı açmanız için beklerler.
Söyleyemediklerini yazdıkları küçük pankartları ile uyarmaya çalışırlar sizi. Hakkı ve hukuku bir sabah tan yeri ağarırken kapınız vurulduğunda hatırlamayın diye. Başkasına adil olmayan adaletin, bir gün ihtiyacınız olduğunda size de adil olmayabileceğini düşünün diye. Egemen bir ülkenin özgür vatandaşları olarak yaşamanın, en hayati garantisinin BAĞIMSIZ VE ADİL BİR YARGI olduğunu unutmayın diye.
Onlar, yaşama tutunur gibi, Cumhuriyete, demokrasiye, hukuka, kan ve irfanla yazılan Ulusal değerlerimize tırnaklarını geçirerek tutunan bütün yurtseverlerin kalp atışlarıdır.
Bizler ise esir tutulduğumuz zindanlarda, bu bir avuç yurtseverin sessiz ve sabırlı çabalarını GURURLA izler, UMUT dolarız.
Ayda bir görmeye geldiklerine , Conkbayırı’ndan , Sakarya’dan, Dumlupınar’dan gelir gibi coşkuyla, o bir kaç küçük
meydanda verdikleri BÜYÜK MÜCADELELERİNİ anlatırlar sevdiklerimiz.
Gidemesekde biliriz, oralarda kalbi vatan için çarpanları biliriz.
Vatanı savunmak için CEPHEYE KOŞAR GİBİ, meydana gelen ”KALPAKLI GAZİ BABA yı”.
Çanakkale’de ki koyunlarından söktüğü çanlarla, GAFLET UYKUSUNDAKİLERİ uyandırmaya çalışan ”KEPENEKLİ ÇOBANI”
biliriz.
Biliriz, TÜRKÜLERİ YARATANLARIN, KANUNLARI YAPANLARDAN DAHA GÜÇLÜ” olduğunun canlı kanıtı ”’AŞIK AMCAYI”.
Sandığının başında HASDAL’I, SİLİVRİYİ okuyan ”BOYACI GENCİ” biliriz.
Biliriz, Türklüğünü söylemeye korkanlara inat, vatan sevgisini anlatmak, yaklaşan tehlikeyi haber vermek için gözleriyle, elleriyle çığlık atan (işitme ve konuşma engelli)”EN SESSİZ ÇIĞLIK” hanım efendiyi.
Daha nicelerini bilir ve vatanın BİRLİK VE BÜTÜNLÜĞÜNÜN, ULUSAL ONURUN , HUKUKUN ÜSTÜNLÜĞÜNÜN bir gün yeniden tesis edileceğine sönmeyen inancımızı tazeleriz.
ZİNDANLARA SIĞMAYAN ZİNCİRLERİ PARÇALAYAN bu inançla, mut ve cesaretleri kırılmadan mücadelelerini sürdüren ”SESSİZ ÇIĞLIKLARA”’,ÇİĞİLTEPEDE ki kumanda çadırı ve etrafında ki siperlerde inançla tan vaktini bekleyenler gibi ”SİLİVRİ ÇADIRINDA” nöbet bekleyenlere ve vatanı için çarpan yüreklerini çabaya dönüştürenlere SELAM OLSUN.
Dz. Kurmay Albay
FARUK DOĞAN
TCG HASDAL/İSTANBUL
