Farkında mısınız?

Ülkenin çivisi çıktı. Ülke olarak çöküşü yaşıyoruz.

Dün gibi hatırlıyorum. Saygın cumhuriyetçi bir aydın, bir programda AKP’nin çöküşünün bir elmanın içindeki kurtçuk misali kemirilerek çürümesi gibi olacağını tasvir etmişti.

AKP çöküyor.

Fakat açıkça görülmektedir ki bu olurken Türkiye Cumhuriyeti devleti de çöküşü yaşıyor.

Montesquie’nun kuvvetler ayrılığı ilkeleri yasama, yürütme ve yargının bağımsızlığı ortadan  kalkmış durumda.

Bu durumda bir devlet ne kadar yaşar, varlığını daha ne kadar sürdürebilir.

Muhteşem Türkiye Cumhuriyeti devleti, AKP parti devletine dönüşmüş durumda.

Bu ülkede artık hiç kimse için ama hiç kimse için gelecek yok.

Siyasal sistemimiz çöktü.

Buna neden olan siyasi güç, Türk Milleti’nin önemli bir çoğunluğu tarafından hala kabul ve destek görüyor.

17 Aralık yolsuzluk operasyonları sonucu ortaya çıkan tablo, dehşet verici bir durumu ortaya koyuyor:

AKP iktidarı gelinen noktada ülkede hegomanyasını ilan etmiştir.

Karşısındaki bağımsız ve tarafsız olması gereken tüm erkleri ortadan kaldırmıştır. Oluşturduğu kendi medya gücü ise büyük bir karartma, baskı ve propaganda ile toplumu ve muhaliflerini sindirme görevini önemli ölçüde ifa ediyor.
 
AKP iktidarı ülkeyi iç savaşa götürüyor.

Tarihi okumak bir şeydir ama anlamak farklı bir şeydir.

Evet, bu gidişatın sonu iç  savaştır.

Ve bu savaş sadece Cumhuriyetçilerle İslamcılar arasında olmayacak, Kürtçüler’de istedikleri en ideal ayrılık şartlarına sahip olacaklardır.
 
Demokrasi, ehil olmayan ellerde dünyanın en ilkel rejimidir. Ve maalesef batı demokrasileri hariç demokrasi ile yönetilen ülkelerde yönetimler gerçek demokratik değildir.

Demokrasi, tıpkı bugün yaşadığımız 2014 Türkiye’sinde olduğu gibi koca bir ulusun bir kişiye boyun eğdirildiği rejimin adıdır.

Ülke olarak devletin tüm denetim mekanizmaları (Sayıştay, Danıştay, Yargıtay ve kısmen Anayasa Mahkemesi ) ve fren- denge kurumları yok sayılıp göstermelik kurumlara dönüştürüldüğü bir ülke gerçeği karşımızdadır.

Millet olarak geri kalmış bir toplumuz ve bunun bedelini ödüyoruz aslında.

Bugün yaşadıklarımızın temel nedeni budur. 

Bir ülkede bireyler eğer eğitimli ve bilinçli değillerse onlar için güzel bir gelecek söz konusu olamaz ve İktidarların elinde yok oluşa götürülmeleri kaçınılmazdır.

Tolstoy bakın ne demiş:

“İktidarlar, en seçkin insanlardan meydana gelmiş olsalardı, tüm bir milletin bir kaç kişiye boyun eğmesi haklı görülebilirdi; oysa durum böyle değildir. Geçmişte de böyle olmamıştır, gelecekte de olamayacaktır.
Halka hükmedenler genellikle en kötü, en değersiz, en acımasız, en ahlaksız ve her şeyden önce en yalancı kimselerdir. Ve bu rastlantı değildir.”

 
Benan YANAR