Yönetmenliğini Osman Kaya’nın yaptığı, senaryosunu Ali Can Yaraş’ın yazdığı Filinta ‘Bin Yılın Şafağında’ dizisinin dün geceki bölümünün çarpıcı başlıklarına bakacak olursak:

 

Sultan Abdülhamid Han iradesini kullanmaya başlar…

Sultan Abdülhamid Han, tahta geçtiği andan itibaren Darbeci Paşaların anlaşma şartlarına rağmen zekâsıyla uygulamaya başladığı otoritesi ve iradesini kullanmaya başladı… Paşalar aralarında tedirginlik yaşarken, Sultan diğer yanda Ruslar ve İngilizlerle savaşa girmedenanlaşmaya vararak, kendisine hayranlık duyulmasını sağladı ve onları öngörüsü yüksek fikirleriyle etkiledi…

 

Halk, İbret-i Alem olan suçlular sayesinde Devlete güven duymaya başladı..

Sultan’ın ülkenin refahı ve haksızlıkların bitmesi, rüşvetçi suçluların bulunması üzerine yaptığı planlarını, onun iradesiyle Filinta Mustafa, Bıçak Ali ve ekip birlikte gerçekleştirdi. Sultan Abdülaziz’i deviren Darbeci Paşaların başını çeken Lütfü Paşa, alem yaparken Bıçak Ali tarafından infaz edilerek öldürüldü.  Kadı Sadullah ise haksız yere içeri attığı, rüşvet aldığı insanlar tarafından zindanda linç edilerek cezasını çekti. Sultan Abdülhamid Han, içerideki suçsuzları çıkarttırarak, onların paralarının geri verilmesini emretti. Ve adalet sistemi

​ Sultan'ın​
 ‘kılcal damarlar temizlendi’ 
​sözüyle ​
yeniden hayata geçmeye başladı.

 

Paşaların planı geri teper… Ve Sultan onlara adeta kükrer!

Lütfü Paşa’nın öldürülüp Rüştü Paşa’nın kapısına bırakılması, Mithat ve Rüştü Paşa dahil herkesi tedirgin eder. Mustafa ve ekibini derdest etmeyi planlayan Rüştü ve Mithat Paşa, Sultan’ın huzuruna çıkarlar. Bu plan için daha önce kendisinin yanına gelen ve kendisine yardım edeceğini söyleyen Miloş da Rüştü Paşa’yı iyice heveslendirir. Ve Sultan’ın karşısına çıkmaları  geri teper. Çünkü Sultan, onların kılına zarar gelirse cezalandırılacaklarını söyler. Rüştü Paşa’nın ‘Sizi bu tahta biz çıkardık, indirmesini de biliriz!’ sözüyle Sultan Abdülhamid Han çıldırır. Ve ‘Huzurumda olduğunuzu unutuyorsunuz. Bu Devlet benim ve bu Devleti ecdadım kurdu. Herkes görevini de bilecek, haddini de! İşinizi layığıyla yapamıyorsanız, mührünüzü bırakın ve şimdi huzurumdan gidin hemen!’ diyerek onlara adeta kükrer.

 

Kan kaybeden Yüceler Meclisinin daralan çemberden kurtulma çırpınışları…

Kenan Miloş ve Akbar Eyyam, Sultan Abdülhamid Han ile birlikte Osmanlı içinde at koşturamayacaklarını, Sultan Murat’ı kaçırmakta başarısız oldukları an anladılar. Kendi aralarındaki tartışmaları ve uzlaşamadıkları her şeyi kendi yöntemleriyle çözmeye başladılar. Kenan Miloş, can güvenliğini tehdit eden Akbar Eyyam’ın arkasından kuyusunu kazmaya başlarken, başına gelecek bir durum karşısında Server’den gazeteye ‘Her türlü melanetin arkasındaki kişi Akbar Eyyam namı diğer Edmond Sultan’ olarak açık edilmesini istedi. Efendiler Efendisi Akbar Eyyam ise, Efendi Cemil’i Osmanlı Teşkilatının başına geçirme vaatleriyle yanına çekerek onu kendisi için çalışmaya başlamasına ikna etti.  Ve Cemil’le,  Miloş’u kızı Leyla ile, Bıçak Ali’yi de karısı Süreyya ve karnındaki bebeğiyle vurma planları yaptı.

 

Farah ve Leyla çatışmasında ortalık iyice gerildi!

Zozan’ın zehirlenmesiyle Leyla’nın dadısını muhbir diye tutuklayan Mustafa’ya karşılık Farah, muhbirin Leyla olduğuna onu ikna etmek için elinden geleni yaptı. Ve Leyla’nın tüm geçmişini didik didik arayarak, onu Miloş’un yetiştirdiğini öğrendi ve  bunu onun suratına vurdu. Mustafa ise ona ‘O senin hayatını kurtardı! dediği Leyla ile Farah’ın şüphe dolu sözleri arasında kaldı! Leyla, ‘Kocama yasak aşkın şuurunu bulandırmış senin.’ derken evde Mustafa’nın silahını onun eliyle tutup göğsüne götürerek ‘Benden şüphe duyuyorsan öldür. Ben bununla yaşayamam’ diye haykırdı.  Mustafa, .  ‘Hakikatler er ya da geç ortaya çıkar. Üzülme sen ‘ diyerek Leyla’yı göz yaşlarıyla odada bıraktı.

 

Leyla Miloş’ sorar: ‘Siz benim babam mısınız?

İyice sıkıştığı durumdan kurtulmak için soluğu Efendi Miloş’un yanında alan ve çözüm arayan Leyla’ya Miloş onu kurtaracağını söyledi. Yanından ayrılmak üzereyken, Akbar Eyyam’ın ‘Baban’ sözü aklına gelen Leyla, Miloş’a: ‘Siz benim babam mısınız?’ diye sordu. Miloş ile Leyla’nın mesafeli ancak şefkat dolu konuşması gecenin çarpıcı sahnelerindendi.. Ve Miloş bu soru karşısında Leyla’ya;  “Baba nedir Leyla? Baba ateştir, yakınlaştırırsın yakar, uzaklaştırırsın ısıtır. Baba sevgidir, korumadır emektir Leyla. Baba sevgisi nedir ki benim sana olan sevgimin yanında?’ dedi.

 

Bıçak Ali’nin Neşet Ertaş’ın türküsü eşliğindeki haykırışı yürek dağladı!

Bıçak Ali’nin hamile eşi Süreyya’nın eski eşi olan Edmond Sultan yani diğer ismiyle Akbar Eyyam, Bıçak Ali’den intikam almak için Süreyya’nın bulunduğu evi yaktı. Gecenin en çarpıcı ve dramatik sahnelerinden biri olan bu bölümde, Bıçak Ali yanan evin önünde bebek patiğiyle, Filinta Mustafa’ya ‘Onun minicik elleri, ayakları olacaktı. Bak Mustafam yakmışlar Süreyya’mı.’ diyerek haykırdı.  Türk Halk Ozanı ve Halk müziği ustalarından Neşet Ertaş’ın ‘Gayrı Dayanamam ben bu hasrete’  türküsü eşliğinde, Bıçak Ali’nin bu haykırışı sosyal medyada en çok paylaşım alan bölümlerden biriydi.

 

Namık Kemal ve Ziya Paşa gündeme gelir!

Kenan Miloş, Pertev Gazetesinde yazan ancak Abdülhamid Han’ın isteğiyle kendi gazetesini çıkartmaya ikna edilen Feriha Nur’un aklına Server vasıtasıyla girme planı yaptı. Ve Mabeyin katipliğine Paşalar tarafından getirtilen, Namık Kemal ve Ziya Paşa’nın o gazetede yazmasını istedi. Server ile yaptığı konuşmada,  “Konu fikir olduğunda baskı ve şiddet hiçbir şeyi çözmez Server… Yapılması gereken fikri yok etmek değil, yolundan saptırmaktır. Namık Kemal ve Ziya Bey, Padişah’ın Mabeyin katipleri oldular. İkisini Feriha Hanım’ın gazetesinde yazar olmaya teşvik edeceğiz. Lakin ikisi de fevkalade vatanseverdir. Dikkatli olmalı‘ dedi.

 

Filinta Mustafa ‘Leyla’yı vuracak mı?

Farah, Leyla’nın geçmişi ile ilgili dadısını konuşturdu. Ve onu yetiştiren amcasının, fiziksel özelliklerini, ayrıca aynı adamın geçmişte annesinin tanıdığı kişiyle benzerliğini çözdü. Ve bu kişinin tarifi, şüphelendiği Miloş çıktı. Mustafa’ya son kez bunu söyledi. Mustafa soluğu hastanede Leyla’nın yanında aldı. Babası Miloş’un onu bu suçtan kurtaracağını ancak zehirlediği Zozan’a panzehir yapmasını istediği Leyla tam iğneyi yaparken Mustafa odaya girdi ve silahını doğrultarak; ‘Yarım bıraktığın işi mi tamamlıyorsun?  Muhbir sensin! Seni Miloş yetiştirmiş’ dedi. Filinta Mustafa’nın tetiği çektiği Leyla, onun elinden kurtulabilecek mi? Bu sorunun cevabı 18 Mart Cuma akşamı Filinta ‘Bin Yılın Şafağında’nın 51. bölümüyle TRT1’de!

 

Başrollerinde, Onur Tuna, Berrak Tüzünataç, Nur Fettahoğlu, Cem Uçan, Suavi Eren, Hakan Yufkacıgil, Asena Tuğal, Ebubekir Öztürk, Birsen Dürülü, Engin Yüksel, Nurşim Demir, Selin Deveci, Uğur Yıldıran, Yiğit Uçan, Mustafa Yıldıran, Uğur Taşdemir, Ufuk Kaplan, Hakan Kurtaş, Demet Tuncer, Alper Yakıcı, Umay Anadolu Kaboğlu, Berk Güneşberk, İnci Şen, Uğur Uludağ, Hazım Körmükçü,  Kıvanç Kılınç ve usta oyuncu Ahmet Mekin’in yer aldığı Filinta ‘Bin Yılın Şafağında’ dizisi, 18 Mart Cuma ve her Cuma Saat 20.00’de TRT 1’de!

 

Filinta 51. Bölüm Fragmanı:

Editör: TE Bilisim