Merhaba sevgili okurlar, Türkiye’mizin başına gelen pişmiş tavuğun başına gelmemiştir. 17 Aralık yolsuzluk ve rüşvet operasyonu  ve ardından gelen tape savaşları, değme aksiyon filmlerine taş çıkarıyor…
 
Sanki  12 yıldır ülkeyi değil, Malezya’yı yönetiyordu bizim başbakan… Öyle bi haber haller içinde ki:“Paralel Devlet kurmuşlar” falan deyip duruyor. Meydanlarda oy istiyor. Oylum oylum fidan boylum… Sanki, yıllardır Fethullah Gülen cemaati ile kenetlenmiş olan kendisi  değildi!   Cemaat ile ters düştü, F tipi çark, tersine dönmeye başladı… Bir savaş başladı ki dur durak bilmiyor.
 
Youtube üzerinden  hergün farklı bir ses kaydı yayınlanıyor. Başçalan ve Haramzadeler333 isimli hesaplar tarafından yayınlanan bu ses kayıtlarında yok yok. Başbakanımız “Montaj” dese de,  Milletimiz montaj olduğuna inanmıyor. Bazı kayıtları inkar etse de, bazılarını kabul etti başbakanımız… Dizi filmleri bıraktık. “Acaba bugün sırada ne var?” diye merakla yeni  kayıtları  bekler olduk!  
 
Ses kayıtlarında; 17 Aralık günü, oğlu  Bilal’i telefonla arayarak; “Paraları sıfırla” diyor.  Oğlu da pek öyle laf anlayan bir oğlan değil ha… Trilyonları var ama; lafı bi kerede anlamıyor bu Bilal oğlan!  Haliyle babası yani bizim başbakanımız defalarca  anlatıyor... Hele bir de sesini kısarak konuşması yok mu? Güleriz ağlanacak halimize. Sanki sesini kısınca, telefonu dinleyenler duyamayacak! Duymuşlar işte, hepsini kaydetmişler şimdi teker teker yayınlıyorlar… O gün Bilal oğlan, akşama kadar paraları sıfırlamaya çalışıyor… Hısım akraba kim varsa, üzerindeki paralar toparlanıp bir yerlere veriliyor… Ses kayıtlarından bunu anlıyoruz…
 
Sonrasında; vatandaş sokağa döküldü, protesto sloganı “Hırsız Vaaaar!” oldu.
Başımızdan kaynar tapeler dökülüyor. Bizim başbakan ülkeyi bırakmış, sürek avına çıkmış gibi.Yargı, spor, inşaat, medya, ihale… ne ararsan var, tapelerde yok yok!
 
Başbakanımızın tapelerden dinlediğimiz icraatlarından örnekler verecek olursak;
Danıştay’a atanacakları  belirlemiş,
Fenerbahçe’de Aziz Yıldırım’ın seçilmesini önlemek için talimat vermiş,
Aydın Doğan’ın mahkum edilmesi için  Adalet Bakanı’na emirler yağdırmış,
Koç Grubunun kazandığı ihaleyi iptal ettirip, kendi adamlarının kazanmasını sağlamış,
Milliyet’in patronunu telefonda ağlatıp, Derya Sazak’ı işten attırmış,
Sabah ve ATV’yi kırk  tilkinin aklına gelmeyecek bir kurnazlıkla almış, iş adamlarına bunun için devlet bankalarından kredi verdirmiş, medya ile hiç ilgisi olmayan adamlar medya patronu görünmüş, karşılığında İstanbul 3. Havalimanı ihalesi, 3. Köprü ihalesi bu adamlara verilmiş,
Yasin El Kadı, başbakan, Mit’in Başı bir araya gelip sizce ne konuşabilirler? Ses kayıtlarına göre; enerji ihalelerindeki rüşvet çarkını birlikte çevirmek için toplantılar yapmışlar…
 
Of of hangi birini anlatalım ki… Garip olan; birini yalanladı, birini kabul etti, bir kere “Montaj” dedi,  “Başbakanın kriptolu telefonunu bile dinliyorlar” dedi, aslında  montaj olmadığını kendi ağzıyla söylemiş oldu. Kriptolu telefonu yapan “Tübitak”çıları hemen görevden aldı. Yetmedi “Facebook’u da kapatırız, Youtube’ıda kapatırız” dedi. Hemen arkasından eşi Emine hanım; Yeşilay’ın toplantısında:”Teknolojik bağımlılık çok sinsi” diyerek kocasına arka çıktı… Yani ellerinden gelse interneti falan yasaklayacaklar ki, kimse dinleyemesin o ses kayıtlarını…
 
Bu noktada bir kez daha düşünüyor insan, montaj ise, bilimsel olarak ispatlarsın. İnterneti  yasaklamayla bu iş olmaz!
 
Ey  Başbakan, 12 koca yıl ülkede her türlü hukuksuzluğu yapacaksın,
Atatürk ve laikliğe dil uzatacaksın,
Ergenekon, Balyoz tertiplerini kuracaksın: “Bu davanın savcısıyım” diyeceksin,
Sıkışınca milletin gazını almak için birer birer tahliyelerin önünü açacaksın,
Sürekli pazarlığa oturacaksın!
 
Sonra da”MONTAJ” diyeceksin. Yemezler! Yemedik de…
 
30 Mart Yerel Seçimleri’ne tapeler damga vuracak. Görünen bu.
Zordur ABD destekli Fethullah Gülen cemaati tarafından servis edilen tapelerin gölgesinde yaşamak…
Onurludur, Gezi Parkı’nda bir  ağaç gölgesinde dürüst ve başı dik durmak…
 
Seray DEREN
Hür KALEM