“Biz partiler üstü bir halkız.”

 “Ülkenin durumu hakkında ne düşünüyorsun, ne hissediyorsun, sence neler yapılmalı?”  sordum, onlar söyledi…
Şahinde Kesim: Nuri Bilge Ceylan’ın ödül alırken söylediği gibi: ”Tutkuyla sevdiğim yalnız ve güzel ülkem”… Gelecekle ilgili öyle çok umutlarımız vardı ki… 70’li yıllarda mini eteklerle yürümüştük, kimse yan gözlerle bakmazdı…  Umut doluyduk… Dünyanın sayılı ülkeleri arasına girecektik, teknolojide ilerleyecektik, gençlere istihdam, iş eğitim imkanı olacaktı. Ama şimdi kocaman bir hiçlik hissediyorum.
Aydan Lili: Bir Cumhuriyet kadını olarak maalesef olanlardan ötürü çok üzgünüm. Mustafa Kemal Atatürk’ün bugünlere getirdiği ülkemiz geriye gidiyor. En büyük örneği 50’li yıllardaki  19 Mayıs kutlamaları ile bugünü kıyaslarsak,  ülkemiz gericiliğe şeriata doğru yol aldı.  Başkentimiz Ankara’da bulunan,  Mustafa Kemal Atatürk’ün kabrininişletmeciliğinin  Lübnanlılara verilmiş olması bizi derin bir üzüntüye boğdu!  Bunun altında yatan nedenler iyi sorgulanmalı. Buna seyirci kalan medya  ve duyarsız kalan toplum bizi üzüyor. Dini bayramlar kutlanırken- ki asla karşı değilim-  milli bayramların türlü bahanelerle yok edilmesi, milli bayram günlerine alternatif kutlamalar yapılması bizi yıldırmayacak… Biz hiçbir zaman vazgeçmeyeceğiz. Bizler var oldukça; Cumhuriyet var olacaktır, payidar kalacaktır. Aydın gençlik ve aydın insanlarımız ile her zaman Cumhuriyetin bekçisiyiz. Saraçoğlu Caddesi’nde bulunan ve Cumhuriyetimizin ilk yıllarında yapılmış olan Cumhuriyet  Lojmanlarımızı yıkmaya kalkışıyorlar! Dönüşüm hikaye.  Atatürk adının  ve Cumhuriyet değerlerinin yok edilmeye çalışılması bizi üzüyor ama bir o kadar da direncimizi artırıyor.  Biz Cumhuriyet düşmanlarına izin vermeyeceğiz.
Deniz Sezer: Adı Ak, zihniyeti kara olan bir parti döneminden geçiyoruz. Bu beni oldukça üzüyor. Ama yine de mücadeleyi umudu elden bırakmamak gerekiyor. Bu durum ancak halk hareketiyle aşılır diyorum. Bunu  Gezi ruhunda olduğu gibi,  küçük bir ışıkla başlatıp büyütmeye çalışmak lazım. Nasıl ki daha önce tencere tavayla başlamıştık,  yine öyle şehirlerde ışık karartmalar, ıslıklar, balkonlarda tencere tava çalarak başlatılabilir. Çünkü Gezi Ruhunda gördüm ben O ışığı. Tekrar yanacak O ışık. Umutsuz değilim. Başaracağız diyorum.
Süreyya Kara: Ülkenin içinde bulunduğu durum şu anda çok kötü. Özellikle Cumhuriyetimize yapılan düşmanlıklar günden güne artıyor. Türkiye’nin Laik ve çağdaş ülke çizgisine dönmesi için insanlarımızın aydınlanması şart. Halk olarak mücadelemiz;  insanımızı aydınlatmamız olacaktır. Bunu yapabilmemiz için; herkesin seferber olması gerekiyor. Kurtuluş Savaşı’nda insanlar nasıl mücadele verdiyse, bu teknoloji devrinde de aynı şekilde bizim böyle bir mücadele vermemiz şart. Özellikle İmam Hatiplerin çağdaş okulların yerini  alması ülkeyi karanlığa itti. Özellikle; MHP ve CHP   buna göz yumdular. “Laikliğe hiç bir şey olmaz!” dediler ve oldu. Çok  geç kaldılar. Biz partiler üstü bir halkız. Biz bunu başaracağız. Örgütlenerek,  örgütlü halk olarak bunu başaracağız.
Ülkü Ovat:Buradahepimiz yaşayacağız. Bir an önce kendimizi toparlayıp, ülkeye sahip çıkmamız lazım. Ben hiçbir partiye güvenmiyorum. En çok güvendiğim gençlerimiz. Onlara çok iş düşüyor, bu ağır bir yük biliyorum…  Maalesef gençlere bu zemini bizler hazırladık. Her zaman sağ sol çekişmeleri ile bugünlere geldik.  Tabi ki görüş ayrılıkları olacaktır. Biz birbirimizi yemekten başka bir şey yapmadık. Bu adamların da bu kadar rahat olmasının sebebi  bu. CHP  veMHP bu adamlara ülkemizi  altın tepside sundular. Halkı suçlamıyorum asla. Esas güç halkın gücüdür.  Halk kendini toparlarsa,  halkın gücünün önüne kimse geçemez. Gezi olayını bile değerlendiremediler. Potansiyel var ama onu alıp götürecek hiçbir siyasi parti maalesef yok. Yine de umutlarımızı kırmamak gerekiyor. Geçmişte örnekleri var, insanlar silkinir kendine gelirse, çok geç olmadan birşeyler yapılabilir. Alenen ülke satılıyor, artık bizim ülkemiz olmaktan çıktı… ne güzel oynuyorlar dışardakiler üstümüze… uyanmalıyız. Örgütlenmeliyiz. Okumalıyız. Zorlu bir mücadele olacak göz ardı edemeyiz, belki çok can yanar ama, geleceği düşününce değer….Tu kaka Akp demiyorum, geçmişten bugüne gelen yanlış politikaların faturası böyle çıkıyor. Bunlar tuzu biberi oldu. Menderes, Demirel, Özal, Çiller ve sulbünden gelen şeyler bunlar. Hepsinin bu çorbada tuzu var. Bugüne Türkeş ve Erbakan öğrencileri ile geldi ve halen MHP  çanak tutuyor. Ülkede eğitim olmazsa sanat olmazsa ne olur? Kültürsüz toplum ilerleyemez…  insanlar geçim sıkıntısından, borçtan başka hiçbir şey düşünemez oldu, yanlış tv programları, uyutucu diziler… insanlar dizilerin içinde kaybolup gidiyor. Bir ülkede eğitim sistemi çöktüyse,   sanat yoksa bilim yoksa ülke otomatik olarak zaten çökmüştür.  İnsanlar özgürce düşüncesini ifade edemiyorsa, bunun için cezalandırılıyorsa ve  basına yasak geliyorsa otomatik olarak çökmüştür zaten bir ülke.  Milli bayramları yasaklamakla milleti yasaklayamazlar. Biz bir milletiz. Hala ümmetlikten çıkamadık ki Ulus olalım. Oysa biz bir ulusuz. Bir ülkeyiz. Ülkümüz var adım gibi. Korku imparatorluğunu uygulayarak;  ceza evlerine tıkarak,  aç ve borçlu duruma düşürerek… İnsanlara birbirini muhbirleterek,  insanları kendi içlerinde de gettolaştırarak: “Bana dokunmayan yılan binyıl yaşasın” şeklinde düşündürür oldular. Sonunda; algılamaz, duymaz ve görmez bir topluma çevirirler… işte  o zaman ölü bir topluma döneriz ama herşeye rağmen ben yinede umudumuzu yitirmeyelim derim. Halk ancak şöyle kurtulur; bunun sağı solu yok, toprak ayaklarımızın altından gidiyor. Parti gözetmeksizin, çok iyi örgütlenip, yeniden Kurtuluş Savaşı  vermenin zamanıdır. Bunu göremeyecek kadar insanların kör olmasını anlayamıyorum. Türk, Kürt, Alevi, Sünni  ayıramazsın. Hepimiz bu vatanın çocuklarıyız ve birlik olup bunun üstesinden geleceğiz ben buna inanıyorum.
 
Onlar konuştukça şu dörtlük döküldü kalemden…:
Sağanak halinde ihanet yağıyor
Çok gürültülü bir ihanet
Biz ise şemsiyesiz, korunaksız
Fırtınalar içinde seller gibiyiz!

Seray DEREN- Hür Kalem