57 yıl önce Türkiye’den Almanya’ya göç edenlerin hayatını, gurbette çektikleri vatan hasretini anlatan, Nebil Özgentürk imzalı belgesel “Almanya’ya Göçün Hatıra Defteri”nin prömiyeri; ülkesinden uzaklarda vatan hasreti çekerek bir ömür geçiren ve sürgünde ölen Nâzım Hikmet’in 116. doğum yılı şerefine, Almanya’nın Wuppertal kentinde 20 Ocak Cumartesi akşamı gerçekleşecek. İstanbul Nâzım Hikmet Kültür ve Sanat Vakfı ile Köln Nâzım Hikmet Kültür Sanat Vakfı’yla Dayanışma Derneği tarafından organize edilen gecenin sunuculuğunu Selçuk Yöntem üstlenirken, Zülfü Livaneli, Rutkay Aziz, Leman Sam, Tilbe Saran, Melike Demirağ, Ferhat Livaneli gibi pek çok sanatçı şarkı, şiir ve konuşmalarla geceye katkıda bulunacaklar. Gecede aynı zamanda, Nâzım Hikmet Türk Alman Dostluk Ödülleri de sahiplerini bulacak.

Usta belgeselci Nebil Özgentürk’ün yeni belgeseli “Almanya’ya Göçün Hatıra Defteri”, 1961’in sonlarında Anadolu’dan Almanya’nın dört bir yanına başlayan göçün dünden bugüne hikâyesini ve çalışmak, para kazanmak için vatan hasretiyle yaşayanların öykülerini bir araya getiriyor. Hazırlığı 1,5 yıldan fazla süren belgeselde, oğlu neo-Nazilere katılan bir Erzincanlıdan, Berlin Duvarı’nın dibine gecekondu yapan Osman Kalın’a; Alman ordusunda yarbay olarak görev yapmış Tuncelili bir Alevi’den, Almanya’da parlamenterliğe yükselen ya da Almanya’yı dünyada temsil eden Fatih Akın, Mesut Özil gibi Türk asıllı yıldızlara birçok isme; kiliseden cemevine dönüştürülen bir binadan, vefat olmayınca mezarlıkları elinden alınmak istenen Ermeni cemaatine birbirinden dikkat çekici öyküler yer alıyor.

“Almanya’ya Göçün Hatıra Defteri” belgeselinin ilk gösterimi ise, ülkesinden uzakta memleket özlemiyle hayata veda eden büyük Türk şairi Nazım Hikmet’in 116’ncı yaşı nedeniyle Almanya’nın Wuppertal kentinde düzenlenecek gecede yapılacak. İstanbul Nâzım Hikmet Kültür ve Sanat Vakfı ile Köln Nâzım Hikmet Kültür Sanat Vakfı’yla Dayanışma Derneği tarafından ortaklaşa düzenlenen ve INTER Doga Gmbh’nin sosyal sorumluluk projesi olarak hayata geçirilen etkinlikte; yönetmenliğini Nebil Özgentürk’ün üstlendiği 7 bölümlük “Almanya’ya Göçün Hatıra Defteri” belgeselinin özel kolajı gösterilecek. 20 Ocak 2018, Cumartesi akşamı Türkiye’den ve Almanya’dan siyasetçilerin, sanatçıların ve konuşmacıların katılımıyla gerçekleşecek bu büyük kutlamanın sunuculuğunu Selçuk Yöntem üstlenirken, Zülfü Livaneli, Rutkay Aziz, Leman Sam, Tilbe Saran, Melike Demirağ, Ferhat Livaneli gibi pek çok sanatçı şarkı, şiir ve konuşmalarla geceye katkıda bulunacaklar. Almanya’da yaşayan milyonlarca Anadolu insanının dertlerine, geleceklerine umutlu ve mutlu bir “ışık” olması amacıyla ücretsiz olarak düzenlenen kutlamada aynı zamanda Nâzım Hikmet Türk Alman Dostluk Ödülleri de ilk kez dağıtılacak.

 

“ALMANYA’YA GÖÇÜN HATIRA DEFTERİ” HAKKINDA

1961 sonlarına doğru başladı her şey... Yer, İstanbul Tophane’deki İşçi Bulma Kurumu. Türkiye’yle Almanya arasında yapılan “iş gücü anlaşması” gereği Almanya’ya gitmek isteyenler kuyruk oluşturmuştu. Tophane Ofisi ya da İstanbul’daki Alman irtibat bürosu, o güne kadar alışılmadık görüntülere sahne oluyordu. Frankfurt’a, Berlin’e, Köln’e, Düsseldorf’a, yani Almanya’nın dört bir yanına “umut yolcusu” olarak vardılar. Bir iş kuracak, bir ev ya da bir traktör alacak kadar para biriktirip geri döneceklerdi ama “misafirlik” hiç bitmedi; kaldılar. Almanlar, o günlere dair şu sözü kayda geçireceklerdi... “İşgücü bekliyorduk, insan geldi!..” Yıllar içinde acılar da yaşandı, coşkular da gözyaşı da vardı, kahkaha da...

Vee 2018... Sonunda iki uluslu yaşamanın bir yara değil zenginlik olduğunu keşfetmişti iki taraf da. Elbette düşmanlık taşıyanlar, öfke duyanlar vardı hâlâ ve yıllar boyunca krizler de olup bitmişti. Ama acıda da sevinçte de zaman zaman birleşme kaçınılmazdı. İnsanlık adına, hayat adına, siyaset bir yana toplumlar adına… Hem de ortak akıl, ortak vicdanla... Almanya milyonlarca Türkiye doğumlu için geçmişte  “Acı Vatan”dı belki ama şimdi “ikinci vatan”dı ayrıca.

Bizimkiler’in Almanya macerası 57 yılı geride bıraktı. Elbette Mevlana’ya bırakırsak sözü; “Ne kadar söz varsa düne dair / Dünle beraber gitti cancağızım /Şimdi yeni bir şeyler söylemek lâzım…” İşte hikâyemiz, konuk işçilikten ulus ötesi yurttaşlara, hem doğdukları yeri hem doydukları yeri vatan belleyenlere dairdir.