Bu sezon ekranlarda bir anormalliktir gidiyor. Hem değişen reyting sistemi hem de program bolluğu kanalları şaşkına çevirmiş durumda. Herkes öne çıkmak, daha çok izlenmek için ne yapacağını şaşırdı.

Bu kargaşada hak etmediği halde ekranlarda kalıp usul usul gemisini yürüten de var, izleyici isteğine karşın gözünün yaşına bakmadan yollanan da. Tabii sonuçta kanalların yayın akışındaki istikrar da sizlere ömür. Umduklarını az çok bulan Star ve ATV’nin dizi kararlılığının yanı sıra Samanyolu TV’nin de sürpriz atakla sürdürdüğü yayıncılığın dışında, diğer belli başlı kanallarda müthiş bir sirkülasyon var.

Yeni dizileri peş peşe ekrana getiren Show TV’nin bir görünüp bir kaybolan yapımlarını mı sayalım, yoksa Kanal D’nin büyük heveslerle ekrana çıkarttığı halde hayal kırıklığı yaşadığı dizileri mi sıralayalım?

Aslında bu noktada ‘Diziler kötüyse kanallar ne yapsın’ diyerek kestirip atmak da olmuyor. İçerikleri ve kadroları iyi olsa dahi izlenen yanlış yayıncılıkla dizileri kötü duruma düşürenlerin bizzat kanalların kendileri olduğunu da gözden kaçırmamak lazım.

Ayrıca ekran başındakilere ‘iyi ve kaliteli’ yapım sunmanın ötesinde ayrıntılara takılmak ve izleyici taleplerini hiçe sayarak ‘reyting’ saçmalığını fazlaca önemseyip adam gibi yapımları kapının önüne koymak da rekabet hırsıyla kavrulan kanalların ne yapacaklarını bilmezliklerinin göstergesi!
 
FOX GENÇLERİ KÜSTÜRÜYOR

Çok yakında izleyicisini ‘Türkan Şoray ile Pazar Kahvaltısı’na oturtacak olan FOX da bu kervana var gücüyle katılanlardan.

‘Düşler ve Umutlar’, ‘O Hayat Benim’ gibi yeni yapımları hayata geçirmeye hazırlanan FOX, ‘Bir Aşk Hikâyesi’nin ardından ‘Sana Bir Sır Vereceğim’i de yolcu ediyor.

‘Fatih Harbiye’yi ihraç ettiği yetmiyormuş gibi hayran kitlesi hayli fazla gençlik dizilerinden olan ‘Sana Bir Sır Vereceğim’i yollamak akıl işi mi? Hiç değil.

Nasıl ki Ana Haber saatini ileriye atmanın dizi düzenini bozacağını daha baştan söylediysek ve şimdilerde hatadan geri dönüş yaşanıyorsa bunu da defalarca tekrarladık. Ama dinleyen kim?

Daha ilk bölümünden aslında gayet başarılı bir performans sergileyen Murat Han’ı rolüyle bağdaştırmayıp abuk sabuk eleştirilerde bulunanlardan mı etkilenildi, yaz aylarında yeterince sır verildiği mi düşünüldü yoksa başka nedenler mi devreye girdi, bilinmez.

Esra Ronabar’ın kaza talihsizliği yaşayarak ayrı kaldığı diziyi bitirme fikri FOX tarafından aylardır ısıtılıp ısıtılıp gündeme getirildi.

Bir yapım için bundan daha büyük dezavantaj olabilir mi? İzleneceği varsa da ‘Nasılsa gözden düşmüş, bitirilecekmiş’ fikriyle izlenmez.

Neticede final olgusunu dizinin tepesinde keskin kılıç gibi sallayıp, hem izleyicileri hem de dizicileri soğutarak yapımın gerilemesine katkıda bulunan FOX, sosyal medyada ‘SBSV’ kısaltmasıyla grup oluşturan gençler başta olmak üzere, dizinin kalması yönündeki talepleri duymamayı tercih etti.
Oysa alınan sonuçlar da öyle sezon sonunu beklemeden kaldırılmayı gerektiren türden değildi. Ama gel gör ki kalem kırılmıştı bir kez…

Yapımın bitmemesi için harekete geçen takipçilerinin #SBSVBitmediSonsuzluğaKavuştu, #SBSVBitmesin  #HayattanSBSVyiAlınGeriNeyiKalırKi  gibi bir çok hashtag oluşturmalarına da aldırmadan kesin olarak bitirme kararı alındı.

Demek ki neymiş, sosyal medya mosyal medya vız geliyormuş… Meğerki kanallar akıllarına koymaya görsün!
Dizi izleme konusunda seçici olan, bir de üstelik ekran yerine internet ortamını tercih eden gençlerin isteklerini dikkate almayıp küstürmek bana kalırsa pek akılcılık değil. Hele dizilerin kanı canı sayılan reklamlardaki ürünlerin hedef kitlesinin ağırlıkla gençler olduğunu düşünürsek hiç değil.

İlaveten Aylin ve Tilki’nin aşkına odaklanıp gelişen diziyi ben de yerli ‘X-Men’ olarak görüp sevmiştim doğrusu… Kuşkusuz eksikleri, kusurları vardı ama ekranlarımızda farklı bir soluk yaratmıştı. Üstelik konunun yaratıcılıklarla gelişime müsait olduğu da bir gerçekti. Ne yazık ki böylesine verimli bir proje hak ettiği şekilde değerlendirilemedi. Bu da ülkemize has bir olgu.

Elbette ki, rol alanlar farklı yapımlarla karşımıza çıkacaklardır ama her öykünün yeri başka. ‘Sana Bir Sır Vereceğim’deki gibi tam anlamıyla yaşanamadan mevta edilenlerin geride bıraktığı tatminsizlikse bambaşka! İlgilenen olursa…

Sonuçta dizi koyup kaldırmak kanalların inisiyatifinde. Lakin dizilere yönelik yürüttükleri bu duyarsız kıyımla, kanallar kendilerine güveni azalttıklarını da görmeliler. İzleyici artık sindire sindire final görmek istiyor. Kaldırılma fikriyle yaratıcılıktan uzaklaştırılmış senaristlerin kaleminden çıkan uyduruk sonlar değil! Başarı isteyen kanallar bu gerçeği de dikkate alsınlar.

Anibal GÜLEROĞLU

www.sinematur.com