Çok geniş bir alanda ve birbirinden farklı onlarca noktada devam eden yangınlar, yüreğimizi parçalayan yangınlar bugün sizi yazacağım.

Olimpos, Adrasan, Kumluca uzun zamandır ranta direnen doğasıyla, insanıyla, ne büyük zarar gördü. Niye hep rant bölgelerinde çıkıyor bu yangınlar? Kuru sıcaklara bağladık önce, fakat, bu rant bölgeleri kuru sıcağa maruz kalıyor da, ranttan uzak yerler kış mı yaşıyordu? Mevsim heryerde aynıydı! Niyesi belli! Yak işlet devret! Olmadı mı? Oldu böyle şeyler… Oralara otel mi yapacaklar? Yaptıran namerttir!  Utanmaz reziller, canlar yandı canlar!  Yangının biri bitmeden diğeri geliyordu, ne biçim bi zavallılık içinde izledik…

Yıllar önceydi, ameliyat olmuş, salonda kanepede yaklaşık 20 gün geçirmiştim, odamda kendi yatağımda yatmayı öyle çok özlemiştim ki… Yatağım biraz yüksek olduğu için ameliyatlı halimle çıkamıyordum. Nihayet toparlanmıştım, kış günü, odamı biraz ısıtmak için; elektrikli ocağı fişe taktım, klimam da çalışıyordu ama öyle ayazdı ki Şubat ayı…  Odam ısınacak ve birazdan nihayet yatağımda uyuyabilecektim… Fakat aniden kızımın bağrışmaları ile yerimden fırladım… Odamdaki elektrikli ocak eriyip damla damla alevler döküyordu…odam  yanıyordu.



Can havliyle ne ameliyatın acısı kaldı, ne karnımın ağrısı… yastıkları öyle hızlı hızlı vurdum ki, perdeler tutuşamadan o alevleri söndürebildim. Fakat 1 dakika içinde halım alevlenmiş, etajerim yanmıştı. Şükürler olsun uykuda yakalanmadık, kızım görmese ben salonda otururken belki de alevler içinde kalacaktık. Atlatmıştık. Hayatımda yaşadığım yangın buydu, ama travması uzun sürdü. Bir daha tövbe elektrikli ocak kullanmaya. Hemen eve yangın tüpleri aldım falan.
Yaşadığım travma yanan ormanların bende yarattığı travmanın yanında solda sıfır. Bu satırları gözyaşları içinde yazıyorum. Çünkü yanan hayvanların fotoğraflarını gördüm. Allah’ım bu ne büyük acı! Evi, yurdu yuvası yanan binlerce hayvan. Bir tavşan var, öyle hızlı kaçar ki tavşanlar, kaçamamış. Bir kuş var, öyle hızlı uçar ki kuşlar; uçamamış. Geyikler var, yavrularıyla birlikte kömür olmuş. Sümüklü böcekler yanmış. Kaplumbağa nasıl kaçsaydı ki? Üzerinden kamyon geçse kendini saklayan koruyan  o kalın kabuğu yanmış, paramparça olmuş. Bir köpek; kömür gibi… Ağaçları anlatmaya dilim varmıyor bile. Binlerce yıllık çınarlar… Gölgesinde canları ağırlayan, yıllara meydan okuyan binlerce yıllık çınarlar, çamlar, sedirler…

Ahhh canlarım, ahhh güzellerim, ahh masum yavrucuklarrrahh… Yanan ormanlar, yanan hayvanlar, yanan canlar sizlerden kendi adıma özür diliyorum. Çok üzgünüm, keşke bu zaman diliminde yaşamasaydık. Keşke sizleri kurtarmak için çok güçlü olsaydık. Keşke insan eli sizin doğanıza hiç karışmasaydı.  Eminim imkanınız olsa; siz de kendi önleminizi alırdınız. Ben yangın tüpü almıştım, sizler de yapabilseniz fazlasıyla su göleti yapardınız ormanlarınıza, ahhh diliniz olsa da konuşabilseniz. Irksız ormanlar, dinsiz hayvanlar, sizleri yakan ırkçı, dinlilerin canları cehenneme! Her kim  sebep olduysa ölümünüze,  öte dünyada da,  bu dünyada da elim yakalarında! Çok üzgünüm çoook. Ahhh vatanımın canları ahh… Eyyyy sebep olanlar, Allah da sizi cayır  cayır yaksın!



Ahh vatan! Hırsızı, katili, bombacısı, tecavüzcüsüyle ne çok kirlendin! Ah vatan; katiller seni ne çok kanattı… Heran ayrı bir acı çekiyorsun, heran ayrı ayrı yazıklar içindesin. Şalomun Aleyküm deyip, oneminutebi arkadaşa bakıp çıkacaklar,  seninle ilgilenen yok be annem, sen çaresiz zeval oldun…

Yanan çam kozalakları patlayınca 200-300 metre uzağa fırlıyor… Bütün bunları bile bile yeterince önlem alınamıyor… her yıl yüzlerce hektar alan yanıp yok oluyor. Ekolojik dengemiz altüst oluyor.Niye yeterince yangın uçağı  yok? Niye ormanlarda hidrantlar yok? Niye çevre illerden destek beklendi? Her yıl poyrazlı havalarda nemin düşük olduğu günlerde bu cehennem yaşanıyor? Neden insanımız bu kadar cahil? Yazık bu memlekete yazık.

Ormanda bir eylem mi yapsaydık, tomaların hemen gelip söndürmesi için? Ormana,kentlere,denize ayrı ayrı itfaiye ekipleri müdahale ediyor, hepsinin branşı farklı fakat meslek statüsünde değil… Peki; Menderes Türel’in makam şoförü hangi pratiği yaptı ki,  yangın koordinasyonunun başına geçti bu adam? Ahhh canım hayvanlar, ahhh güzelim ormanlar, ahhh yanan yavrucuklar sizlerin ölümünüzden maalesef bu kadrolaşmalar da sorumlu. Elleri kan! Kan içindeler kan! Fakat; farkında bile değil zavallılar…

“Seray hanım, size defalarca yapılması gereken yağmur suyu ile doldurulacak, suni su havzaları, göletlerden bahsetmiştim. Şimdi anladınızmı sebebini, şayet bu suni göletler olsaydı bu yangınlar 2-3 saatte sönerdi. Ancak belediyeler ve devlet kurumları buna ehemmiyet vermiyor, masraf olduğu için...” diyor DSP Antalya İl Başkanı Atilla Kurç. Doğru daha önce bi kaç kez bu konuyu görüşmüştük, ormanlar için bir önlem alınmalı demiştik, sıralamıştı bir bir çözüm önerilerini ve bugün görüyoruz ki, haksız değil!

“Başbakanlık için özel uçakların bir tanesi on adet yangın söndürme filosu kurarken saltanat tercih edildi. Kumluca Olympos Adrasan yüreğimiz yanıyor.” Diyen Niyazi Nefi Kara, haksız mı?

“Orman yangınları için üzüldüğünü iddia eden, ağıtlar yakan yetkililer, siyasetçiler ve belediye başkanları taş ocaklarının yok ettiği ormanlar için de üzülselerdi, böyle dramatik iklim değişiklikleri yaşanmaz, ormanlarımız yanmazdı. Taş ocaklarının yok ettiği orman alanları, yanan orman alanlarının 1000 (bin) katından daha fazla, dolayısıyla taş ocaklarının yok ettiği canlı sayısı da orman yangınlarında yok olan canlı sayısından kat be kat fazla.... DİLLER LAL, GÖZLER KÖR, KULAKLAR SAĞIR, VİJDANLAR NASIR BAĞLAMIŞ...” diyor, Ali Ulvi Büyüknohutçu… Haksız mı?

‏@itfaiyeciler3 adlı hesap:”Bulun şu ANTALYA #Kumluca #Ardasan kundakçılarını!!  Bu kadar net bu kadar açık yazıyoruz!!!“demiş  ve paylaştığı fotoğraf bu ihtimali düşündürtüyor insana...

Bakan Eroğlu yine rahat: Yanan orman çok değil diyor. ‘Geçen seneyi 3 bin hektarla kapattık, yanan orman çok değil’ diyor, yanan sadece orman mı? Bu ne gafil bi açıklama, bu sene daha kapanmadı, kar zarar hesabını yaparken canları niye düşünmezsin!

Benimki de soru işte; Madımak’ta insan yakanları partisine milletvekili yapan hükümetin bakanına soruyorum kendimce… Ola ki bir insan yanlarına denk gelir, ola ki bir vicdan muhasebesi yaparlar diye… kimbilir belki?
Bakan Çavuşoğlu, "Yangında zarar görenlere devlet olarak yardım edeceğiz. Zararınızı karşılayacağız. Yeter ki sizlerin canına bir şey olmasın. Allah devletimize zeval vermesin" dedi.Tamam da bu zeval devletin zevali değil mi?
Peki binlerce yıllık çınar ağaçlarını tekrar nasıl yeşerteceksiniz?
Peki kaçamayan kaplumbağaları nasıl dirilteceksiniz?
Ya yanan karıncaları, sincapları nasıl geri getirmeyi düşünüyorsunuz?
Yanan kuşları tekrar  nasıl uçuracaksınız?

Arılar ölürse dünya ölürdü… Arılar öldü, evet evet arılar da öldü,nasıl canlandıracaksınız?
Allah bizim aklımıza zeval vermesin, sizleri de bildiği gibi yapsın insanı da hayvanı da çileden çıkaran yaratıklar!

Seray Deren- Hür Kalem