İç içe geçmiş, kökeninde soru işaretleri taşıyan konulardaki çelişkiyi belirtmek için sıkça kullanılan bir soru vardır… ‘Yumurta mı tavuktan çıkar, tavuk mu yumurtadan’! Nitekim dizi içeriklerinin hayatla daha fazla paralellik gösterdiği günümüzde, aynı mantığı kurgular için de devreye sokup ‘Kurgular mı hayattan ilham alıyor, hayat mı kurgulardan’ diye sorgulamak mümkün. Zira geçmişten günümüze kurguların hayattan esinlendiği bir gerçek. Öte yandan edebi eserlere kıyasla daha geniş kitlelere ulaşma ve etkileme gücüne sahip olan diziler-filmler açısından olaya bakıldığında hayatın da kurgulardan ilham aldığını söyleyebiliriz.

Anlayacağınız ‘tavuk-yumurta’ ikilemi, hayatla kurguları iç içe geçirerek algı yaratma mantığındaki dizilerde de mevcut. Yerli yapımlar üstünden baktığımızda, işlenen konuların hayallerden ziyade yaşamsal gerçekleri yansıttığını görüyoruz… Ki, bireyleri ve dolayısıyla hayatı şekillendiren bu durum özellikle içinde bulunduğumuz sezonda eskiye oranla daha yaygın. Gerçek psikiyatri vakalarından tarihi yorumlamalara, hayatı kurgularla denkleştiren dizilere rağbet çok. Yanı sıra aile içinde yaşanan ihanet ve şiddet sorunlarından gelişen tabloların kurgulardaki karşılıkları da ilgiyle izlenmekte.

Velhasıl dijital ortamlardaki fantastik senaryo bolluğuna karşın ekrana yönelik içeriklerde hayata dokunan kurgu çeşnisi ön planda. Dahası alınan sonuçlar da gösteriyor ki, ekran izleyicisinin isteği de bu yönde.
Hal böyleyken hayatın en ateşli mücadelelerini kurguya dönüştüren bir yeni dizi dikkat çekiyor. Show TV’de yer almaya hazırlanan ‘Kırmızı Kamyon’! Şimdi tanıtımlarına dayanarak göz atalım bu diziye ve ön değerlendirmede bulunalım kısaca.

 
‘KIRMIZI KAMYON’ EKRANLARDA BİR İLK!
 
Kurgu dünyasının hemen her konuyu kendine malzeme yaptığı malum. Nasıl ki, mesleki yaşanmışlıklar da bunlardan biri. Dahası bu tür konuları işleyen yapımların, gerçekçi yaklaşımla ve çekici anlatım diliyle yaratıldıklarında, ilgiyle karşılandıkları örneklerle sabit. Yabancılarda da, yerlilerde de durum aynı. Lakin yabancılarla karşılaştırıldığında doktor dizilerinin, polisiyelerin, askeri yapımların bolca üretildiği yerli sektörde kimi önemli meslekler göz ardı edilmiş durumda maalesef. Can ve mal güvenliği açısından toplumsal sorumluluğu yadsınamaz olan itfaiye erleri de bunlardan biri!

Yabancı kurgularda gerek sinema filmi, gerekse dizi şeklinde hayli başarılı örneklerle yansıtılan itfaiyecilerin dünyasına şimdiye kadar el atıp dizileştiren nedense çıkmadı. Bir ihtimal yapımın zorluğu ve büyük emek gerektirdiği olabilir bu ihmalkârlığın gerekçesi. Neyse efendim… Artık bu yokluk durumu değişecek kısmetse. Kahraman itfaiye erlerinin hayatlarını izleyiciyle buluşturmak için ‘Kırmızı Kamyon’ geliyor zira. Peki, gerçekleri kurgulaştırıp hayata dokunacak olan bu yeni dizi neler verecek izleyicisine?

Kısaca ön değerlendirmemizi yaparsak… İlk sözümüz, 10.Ev Yapım imzalı ‘Kırmızı Kamyon’un en önemli özelliğinin ekranlarda bir ilk olmasına dair! Bu önemli bir detay çünkü ilkler genellikle yoğun ilgiyle karşılanır. Tabii yeterli doyumu sağlarlarsa!

Dolayısıyla hayatın her kademesinde yer almak için kolları sıvayan kadınlarımız, gerçek hayatta itfaiyeci eri olmak için var güçleriyle çabalayıp zorlu parkurlarda ter dökerken kurgu cephesinde itfaiyecilerin dünyasına pencere açmak için gün sayan ‘Kırmızı Kamyon’ dizisi de ‘ilk’ olma özelliğiyle ayrı bir yere konulmayı en baştan hak ediyor.

Bunun ötesinde, ilk olmanın hakkını layıkıyla verebilmek adına Meriç Demiray ve Ezgi Özcan’ın senaristliği; Osman Kaya’nın yönetmenliğiyle ekrana gelecek olan dizinin hazırlık sürecinde işin ciddi tutulması da önemli. Oyuncuların İstanbul İtfaiyesi Eğitim Merkezi’nde kapsamlı bir itfaiye eğitimi almaları bu hususta iyi bir gösterge. Dahası danışman personel itfaiyecilerin dizinin çekimlerinde set ekibine yardımcı olması ve senaryo ekibine yol göstermesi de gerçekçilik adına dikkat çekici bir ayrıntı!

Öte yandan yangınların inandırıcı olması ve itfaiye erlerinin öykülerinin ilgi çekmesi noktasında kurguya büyük iş düştüğünü unutmamak lazım. Çoğu yerli dizideki gibi duman çıkartmayan, birbirinden alakasız noktalarda meşale gibi alevlerden ibaret olan ve içinde kalana etkisi, yüze çalınmış bir parça isten ibaret yangın tablosu sunulmamalı izleyiciye.

Anlayacağınız tanıtımında ‘Sirenler çalmaya başlayınca biliriz ki yardıma muhtaç birileri var. Yaşamla ölüm arasındaki son el bizimdir’ sözleriyle resmedilen itfaiye erlerinin hayatları gerek yangın atmosferiyle, gerekse onu söndürmeye koşanların doğal performansıyla gerçekçilikten ödün vermeden yansıtılmalı.
İlaveten olayın duygusal yanı da ihmal edilmemeli. İtfaiye erlerinin yangınlarla mücadelesi kadar onların aşkları, mutlulukları, kırgınlıkları ve aralarındaki güçlü bağ tam anlamıyla hissettirilmeli. Bunun için de karakter ve olay derinliğine önem verilmesi şart. Yani ne işin yangın kanadı göstermelik işlenmeli, ne de karakterlerin özel yaşam süreci yüzeysel verilmeli. Yanı sıra itfaiye erliğini öteleyip aşk meşk gibi diğer detaylara yüklenmek de olayı amacından saptıran bir hata olur.

Aksiyon sahneleriyle de ilgi uyandıracağını umduğum ‘Kırmızı Kamyon’un oyuncu kadrosuna gelince… Dizide; Görkem Sevindik, Nilay Deniz, Ushan Çakır, Deniz Hamzaoğlu, Aslı Orcan, Burak Berkay Akgül, Timur Ölkebaş, Gürberk Polat, Melisa Akman, Uğur Arda Başkan, Sümeyye Aydoğan, Efekan Can, Gerçek Sağlar Alnıaçık, Süreyya Kilimci, Hasibe Özgür, Onur Yar, Tuğçe Karabayır, Feriha Eyüboğlu gibi isimler yer alıyor. ‘Kahramanların hikâyesini anlatmaya geliyoruz’ derken içerik enerjisini hissettiren bu kadro aksiyonun hakkını verecektir diye düşünüyorum.

Kısacası; Herkesin kaçarak çıktığı yere koşarak girenlerin, ateş bedenlerine değdiğinde yandım demeyenlerin, duvar üstlerine yıkıldığında bitmeyenlerin, gerekirse bu uğurda canlarını çekinmeden feda edenlerin öyküsünde dengeler tam kurulursa ‘Kırmızı Kamyon’un aksamadan yol alması kuvvetle muhtemel. Yolları açık olsun.

 
SONUÇTA; Kurgularla hayata dokunmak hem kolay hem de zor. İşin inceliklerini kavrayabilenler, insanların hangi detaylarla kurgulara adapte olabileceklerini bilip ona göre gelişim yaratıyor ve başarıya ulaşıyorlar. ‘Kırmızı Kamyon’un hayata dokunması, duygulara hitap etmesi ve rakiplerle mücadele gücü ne oranda olacak, izleyip göreceğiz.

Son söz edebiyat eleştirmeni psikolog ve düşünür Michel Foucault’dan gelsin… ‘Normal insan kurgudur’!

Anibal GÜLEROĞLU
www.twitter.com/guleranibal