Ekranların şu an için tek tabanca şovmeni halini alan Beyazıt Öztürk, hem güler yüzlülüğü hem de hoş sohbetleriyle izleyicinin ilgisini çekmeyi bilen biri. Kimileri garip tavırları ve eleştirilere verdikleri çirkin cevaplarla medyaya yansır, agresiflikle insanların içini bayarken programını reytinglerde ilk 10’a sokmakla kalmayıp yukarı sıralara da taşımayı başaran Beyaz, ilginç konukları ve açıklamalarıyla gündemde övgüyle yer buluyor.

Son bölümde, Barbie bebeğe benzetilerek sanal alemde fenomene dönüştürülen Valeria Lukyanova’yı getirtip programına farklı bir görsellik katan Beyaz, ‘kaliteli müziği omuz titremesi değil de ürpermesiyle hissettiğini’ açıklayıp bilgi yanılmasını düzelten Ferhat Göçer’in sesiyle de ekran başındakileri mutlu etti.
Ancak Avustralya’dan bile şarkı topladığını söyleyen Göçer ve ileride lahmacunmatik olarak kullanılabilme kapasitesine sahip frizbi atma makinesiyle keyifli dakikalar yaşatan bu bölümün asıl bombası, Engin Altan Düzyatan’ın sözleri ve VTR’siydi.
Sayıları kum gibi artan yerli filmlerden birinin ekibini ağırlamayı sürdüren Beyaz bu kez ‘Romantik Komedi 2’yi tercih etmişti. Engin Altan’a ‘Herkes yan yatan o düz yatan’ diyerek takılmakla kalmayıp, birbirinden komik yorumların yapıldığı VTR’nin ardından, bir de şarkı patlatan Beyaz, filmin tanıtımı esnasında aklına takılanları söylemekten de çekinmedi.
Kadınların Tek Düşüncesi Evlilikmiş!
Konuklarının vizyona çıkan filmlerini değerlendiren Beyaz, konuşmalarından anladığıma göre, Didem karakterinin sergilediği evlilik delisi performanstan ve sevginin dışlanmış hale düşürülmesinden rahatsız olmuş! Benle aynı doğrultuda düşünen Beyaz yerden göğe kadar haklı.
Gerçekten de ‘Romantik Komedi 2: Bekârlığa Veda’ filmiyle ilgili eleştirimde de belirttiğim gibi ‘Evliliğe Giden Yol’ kitabının yazarı Aslı Zengin’in kaleminden çıkma senaryo, kadınları, evliliği arkadaşlarından geri kalmamak için düşünen ve tek hedefleri erkeği kafesleyip yüzüğü takmak olan varlıklar şeklinde yansıtmakta. Hem de fazlasıyla abartılı bir dil ve oyunculukla. Taktiklerin ve başarı durumlarının madde madde sayıldı film, film değil ‘Erkeğe imzayı attırma taktikleri’ kursu sanki!
Beyaz’ın temas ettiği bu olumsuzluğa, ‘Kadınların gerçekten de öyle olduğu’ şeklindeki sözleriyle karşılık veren Engin Altan’a göre ise filmdeki sunumu yadırgamamak gerek. Çünkü Engin Altan, gerçek yaşamda da kendi aralarında evlilik yarışına giren kadınların tek konuştuklarının ve hedeflerinin bu olduğuna emin. Gayet ciddi bir yüz ifadesiyle, üstüne basa basa tekrarladığına bakılırsa bu yönde çok baskı almış olmalı.
Aslında tüm değerlerin hızla tüketildiği günümüzde sevginin, bağlılığın ve özverili ilişkilerin mumla aranır hale geldiğini düşünürsek, Engin Altan’a da hak vermemek imkânsız. Hele ki, yanımızda yöremizde sırf çıkar uğruna babası yaşında adamların peşinden koşturanları gördükçe…
Peki ya erkekler neyin peşinde?
Engin Altan bunu program sonrasında Beyaz’a söyleyecek olsa da ‘Romantik Komedi 2: Bekârlığa Veda’ aslında gayet net ortaya koymakta. Her gün aynı kadınla yatağa girmenin iyi bir şey olmadığını sürekli tekrarlayan kurguya göre, ‘Neden böyle kısa sürdü anlayamadım’ modunda gerçekleştirilen eylemde, ihtiyaçlarını giderecek eğlencelik kadın peşinde! Nitekim Yiğit karakteri bunun en iyi örneği.
Romantizmin ve sevginin ‘eser’ miktarda dahi bulunmadığı film boyunca al takke ver külah havasında gezen bu tipin Hande tarafından kafeslenme durumu da evliliğe giden yolda ayrı bir ders.
Tabi, evliliği atılan imza, çocuk ve boşanma aşamasından ibaret saymayıp karşılıklı mutluluk için görerek yol alanlara sözümüz yok.
Engin Altan’dan Oyunculuk Yorumu
Ceza olarak İskoçya’daki Gordounstoun Lisesi’ne yollandığını söyleyen Cemal Hünal ile kadınların her an erkeklere evlilik kapanı kurmakla meşgul olduğunu düşünen Engin Altan Düzyatan’ın jön olarak boy gösterdikleri ‘Romantik Komedi 2: Bekârlığa Veda’ filmine yönelik bir diğer eleştiri, oyunculuk performansıyla ilgili…
Bu iki ismin başarılı görselliklerine karşın fazlasıyla tekdüze ve derinliksiz bir performansla karşımıza çıktıklarını, filmle ilgili kritiğimde vurgulamıştım zaten. Bunun sebebini de sorgulayarak…
Sağ olsun ‘Beyaz Show’ sayesinde bu konudaki merakım da giderilmiş oldu.
Meğer onların kalıp duruşlarının arkasında yatan gerekçe ‘yönetmen isteği’ imiş! Ben de hemen her yapımda aynı ifadelerle kameranın karşısına geçtikleri ve benzer canlandırmaları sergiledikleri için eleştirdiğim oyuncularımızın boşa günahını almışım. Oysa asıl eleştirilmesi gerekenler, yönetmenlermiş.
Ohhh… Beyaz’a, yönetmenlerin direktifleri doğrultusunda rol kestiklerini anlatan Engin Altan vesilesiyle bunu öğrendim ve bir yanılgıdan daha kurtuldum.
Bundan kelli, baston yutmuş ya da yüzüne maske takmış gibi oyunculuğa rastladığımda ilk iş olarak oklarımı filmlerin, rolü sopa gibi durmaktan ibaret sayan, yönetmenlerine çevireceğim ve ‘Siz film yönetmen le..’ diyeceğim…
Hem, gala çıkışlarında başarılarından dolayı tebrik edilip iki adım ötede yeteneksiz etiketi yapıştırılan oyuncuların… Hem de, bu ikiyüzlülük sayesinde gittikçe seviyesi düşürülen oyunculukları izlemek zorunda kalan seyircilerin hakkının yenmemesi adına!

Anibal GÜLEROĞLU
www.televizyongazetesi.com